FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Fahri Lazoglunun 7. ölüm yildönümü / Selma Kocica / Lazuri.Com

Fahri Lazoğlu’nun 7.ölüm yıldönümü

12 Temmuz Fahri Hocanın(Kahraman) 7. ölüm yıldönümü. Ne çabuk geçti yıllar. Türkiyedeydim. Değerli laz profesör Wate Baéaşi telaşlı bir sesle  aramıştı. Fahri Hocayı kaybettik derken sesi titriyordu.Yurt dışına dönmeme bir hafta kalmıştı. Onu ilk kez Arhavide ki öğretmen evinde  ziyaret edip  batıya dönmüştüm. Tekrar Karadenize dönme imkanım yoktu. Onu uğurlamaya gidemedim.

Fahri Hoca bir trafik kazasına kurban gitmişti. Bir savcı onu ezmişti.Tartışmalı bir kazaydı bu. Yakınlşarı bir kasıtlı kaza üzerinde duruyorlardı.O gün bu gündür bu konu açığa çıkmadı.

Onun ölümü ile onun düşüncelerini ideallerini bitiremezlerdi. Bu gün laz dili ve kültürü çalışmalarının geldiği yer  tartışmasız onun emeği ve katkısı ile olmuştur. Lazca ilk yazma düşüncesi ondan gelir. Ancak teknik olarak Alfabeyi geliştirme olanağı yoktur. Değerli dostumuz alman bilim adamı Wolfgang Feurtein a bir alfabe üzerinde çalışmasını rica eder. Bunu Wolfgangın anlatımlarından biliyoruz. Ve 1984 de Wolfgang Kafkasoloji Kongresine Lazuri Alfabenin Taslağını sunar.

20 Eylül 1984 de Wolfgangı tanırım. Elinde Alfabe taslağı vardır. Bir hafta bunun üzerinde çalışırız. Küçük bazı değişiklikler ile Arbeitskreis Lazebura ( çalışma grubu Lazebura ) olarak Lazuri Alfabeyi basıma hazırlarız. Wolfgang Feurstein , Cemal Karadenizli ve Selma Koçiva olarak birlikte çalışırız. Basım masraflarını Wolfgang üstlenir. Adresini verir. Ama Alfabe Fahri Lazoglu adıyla Fahri Kahramana atfedilir. Böylece benim yazdığım önsöze Fahri Lazoğlu imzası atılır. Bu bir gerçektirki Wolfgang olmasaydı Lazuri Alfabe bu şekli ile basılmazdı. Yine başka bir gerçek Fahri Hoca  ile tanışmasaydı  Wolfgang Lazuri alfabe üzerinde bu şekilde başarılı çalışamazdı. Yani sonuçta alfabe bu adı geçen dört insanın katkısıyla kollektif hazırlanmıştır.

O gün bu gündür anadilimiz Lazca yazılır hale gelmiştir. İlk dergi OGNİ yayınlanırken Fahri Hoca yanımızdadır. İlk kitaplar 90 sonrası yayınlanır. Yavaş yavaş insiyatif  Arbeitskreis Lazebura dan OGNİ çevresine geçer. Ve Lazlar bir ‘Kültürel rönesans ‘ yaşarlar. Ve Fahri Hocadan gelen mektuplar yön verir bize. Dilden dile  düşüncelerimiz yayılır.

Ve 1992 de Kaçkar Kültür Çevresi bir dernek olarak kurulur. Bu dernek çatısı altında  çalışmalara devam edilir Seminerler toplantılar organize edilir. Wolfgang ile çalışmada yaşanan zorluklar yüzünden 1997 de LAZEBURA eV  ilk laz derneği  olarak kurulur. Bu yeni dernek Avrupadaki Lazların kültürel ihtiyaçlarına göre çalışmalar yapacaktır.

Temmuz 1997 de Fahri Hocayı kaybettik. O koca laz bilgesi bir savcının araba tekerlekleri altında kaldı. Onurla yaşarken, meslek yasağı baskılarla mücadele ederken, Arhavide ki mütevazi evinde Laz dili Kültürü çalışmalarının tohumunu laz toprağına ekerken ani bir ayrıllıkla bizi babasız bıraktı.

Bugün yöre dillerine getirilen yasaklar kaldırılırken Lazca Tv ve Lazca dil Kursları gündeme gelmişken Fahri Hocanın öğrencileri olarak onun bıraktığı kalemle yazarken içimiz rahat. 1980 öncesi gençliğin kaçırmış olduğu fırsatı bizler yakaladık.Kimlik sorunumuzu kamuoyuna açtık. Anadilimiz Lazca/Megrelce. Atalarımızın bize bıraktığı kimliği onurla taşıyoruz.

Halkımız Anadolu ve Kafkasya arasında zengin bir kültür köprüsü.’Tek çiçekle bahçe olmaz’ der bir atasözü. Lazlar Anadolu  mozaiğinin vazgeçilmez bir parçası.. Güney Kafkasyanın kültürel çimentosu. Parçalayan değil birleştiren bir unsur.

Ve bizler Fahri Hocayı anarken yüreğimiz buruk değil. Onu kaybetmenın verdiği acıyı içimize gömüp tüm gücümüz ile görevlerimize  sarılıyoruz. Bir yandan Laz müziği Türkiye insanına ulaşırken diğer yanda Tarih araştırmaları devam ediyor.

Ve bugün 12 Temmuzda Fahri Hocamızı anıyoruz tüm coşkumuzla. Onun ruhu şad olsunki toprağa bıraktığı tohumlar çiçeğe durdu. Fahri Hocanın çocukları her tarafta ay dili Kültürünü yaşatıyor. Bunlar üçüncü kuşak.. Ve ben gittikçe yaşlanıyaorum. Bu gençler arasında Fahri Hocanın umut dolu sesini duyar gibi oluyorum ‘ Çalışmalarımız gelecekte güzel sonuçlar verecek ‘ derdi hep. Dünyanın değişmasi toplumların yeniden şekillenmesi elimizde.Yeterki biz insanın yüreğindeki sevgiye inanalım...

Selma Koçiva (11.7.04 Dortmund)

   

 
Copyright © 2002-2024 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.