FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Zorunlu Bir “Yol Ayrımı” Hikayesi veya Bir Bilgilendirme Meselesi / Mehmedali Barış Beşli, Özcan Sapan, İsmail Bucaklişi / Lazuri.Com

Zorunlu Bir “Yol Ayrımı” Hikayesi veya Bir Bilgilendirme Meselesi

Bizler aşağıda imzası bulunanlar aynı zamanda doğrudan yaşanan olayların tanığıyız... Olaylar sonrasında yaşananları dikkate alarak gelişmelerin ayrıntısına kadar bilgi sahibi olduğumuz konuyla ilgili açıklamamızdır...

The Christensen Fund ”... Eminiz ki size de bir şey ifade etmiyor... Ama bu vakıf son günlerde hatta son yıllarda bir müzik sevdasına kapılmış ki dillere destan... Özellikle de Lazların yoğun olarak yaşadığı coğrafyada “Laz müzik festivali” düzenlemek istermiş... İlk bakışta bize de garip geldi... “Evet ama neden?” diye sorduk. Bunu dile getirdiğimiz yerde (Yer: Nemesis Cafe. Kişiler: Kutay Derin Kuğay, Birol Topaloğlu, İsmail Bucaklişi, Mehmedali Barış Beşli ve Özcan Sapan) sanki suç işlemişiz gibi arkadaşlar çok garipsediler... Dahası var; böyle bir etkinlik için para gönderecek olan vakfın bu işlemi bir kurum üzerinden yapması gerekirdi... Her şey daha önce en ince ayrıntısına kadar hesaplanmıştı... Bu mesele de hallolmuştu! Bir dernek kurmak için vakıf ayrıca 5000 $ yardımda bulunacaktı! Çok etkileyici... Çok şaşırtıcı... Doğrusunu söylemek gerekirse bir dernek çalışmamız vardı ve bugün yarın diyerek hep erteliyorduk... E fırsat ayağımıza gelmişti ama neden diye sorduk birbirimize bakarak... Yani dernek kuracağımız parayı Amerikan menşeli bir vakıf verecek... İyi de neden?... İçimizden geçenleri yüksek sesle dile getirdik.... NEDEN!?...

Ve nihayet 2006 yazında, Amerikan menşeli vakfın “Laz Yayla Festivali”, Birol Topaloğlu'nun “Yeşil Yayla Festivali” dediği proje, müzik ağırlıklı bir ‘yayla festivali' olarak gerçekleşti. Düzenlenen bu festival, nereden ve nasıl olduğu belli olmayan bir ‘yardımla' ve hangi amaçlar doğrultusunda ne iş yaptığı ve bunu niçin yaptığı belli olmayan bir vakıf tarafından desteklenmiştir... Ve nihayet uzun söze gerek kalmayan bir festival için, hem sözümüzü hem de içinde bulunduğumuz durumu özetleyen haber bir başka yerden geliyordu: Hürriyet'in başlığı “Karadeniz'e ABD sponsorlu festival” idi. Ve haberin niteliği bizim açımızdan da anlaşılır ve netti. Sonrasında bu konuyla ilgili bir çok basın organında ve internet sitesinde haberler yapıldı, B. Topaloğlu çok sayıda basın açıklamasında bulundu. Şimdi durumun buraya nasıl geldiği ve neler olduğuyla ilgili kısa bir değinmeden sonra asıl konuya geçmeyi uygun gördük...

Dedik ya nereden ve nasıl olduğu belli olmayan bir ‘yardımla' ve hangi amaçlar doğrultusunda ne iş yaptığı ve bunu niçin yaptığı bizim için belli olmayan bir vakıf, bu festivali yapmak istemiş ve yan bilgileriyle birlikte bir ekip hatta bir dernek aracılığıyla bu işi yapmayı uygun görmüştü. Bunun için öncelikle ilgili vakıf, Kutay Derin Kuğay'ın aracılığıyla Birol Topaloğlu'nu seçmiştir.

Nemesis Cafe'de Birol Topaloğlu, İsmail Bucaklişi ve Özcan Sapan'ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda (Ekim 2005), proje sorumlusu olarak Birol Topaloğlu birtakım açıklamalar yapmıştır. Ancak, toplantıya katılanların ikna olmaması üzerine esas bilginin Amerika'da ikamet eden Kutay Derin Kuğay'da olduğu Birol Topaloğlu tarafından belirtilerek, onun da katılacağı ikinci bir toplantı talep edilmiştir.

Bir hafta sonra yine aynı yerde Kutay Derin Kuğay, Birol Topaloğlu, İsmail Bucaklişi, Mehmedali Barış Beşli ve Özcan Sapan'ın da katıldığı toplantıda festival metni ortaya konmuş, burada festival hazırlık aşaması için öngörülen miktarlardan bahsedilmiştir; buna göre festivalin hazırlık çalışmaları için (festivalin gerçek bütçesi dışında) ön görülen miktar 88 bin dolardır. Ayrıca hizmetlerinden dolayı Birol Topaloğlu'na her ay bir ücret (1500 $) ödeneceği yazılmıştır. Vakıf Türkiye'de bir Laz derneği kurulması için de haricen 5000 $ bütçeyi de uygun görmüştür. Birol Topaloğlu'nun bu toplantının yapılmasını istemesindeki esas amaç ise bu ayrılan para ile dernek kurulmasıdır. Dernek, Birol Topaloğlu yönetiminde çalışacak, Amerikan vakfının yayla festivali için ayırdığı fon ise bu dernek üzerinden aktarılacaktır. Birol Topaloğlu'nun ifadelerine göre bu proje çalışmaları 2 yıl evvelinden başlamıştır. Ancak bundan kimsenin haberi yoktur. Birol Topaloğlu'nun bir dernek kurulması için canı gönülden çaba göstermesinin nedenini böylece öğrenmiş oluyorduk. Gene kimsenin haberi olmadan İsmail Bucaklişi, Özcan Sapan ve Mehmedali Barış Beşli proje danışmanı olarak seçilmiştir, bu kişilerin özgeçmişleri İngilizce yazılarak gerekli merkezlere iletilmiştir. B. Topaloğlu bu kişilerin proje danışmanlığını kabul edeceklerinden çok emin olmalı ki sorma ve danışma gereği bile duymamıştır. Ayrıca tanıdık çevreden danışman sıfatına layık görülen başka isimler de vardır. Bu arkadaşlarla Nemesis Cafe'de yapılan toplantıda, bu proje içinde yer almak istemediğimizi, genel olarak bir proje düşmanlığı yapmadığımızı ama bunun karışık bir ilişki olduğunu söyleyerek görüşlerimizi net bir biçimde açıkladık ve isimlerimizin projeden çıkarılmasını istedik ve toplantı bu şekilde son buldu.

Nemesis Cafe'deki toplantılarda Birol Topaloğlu'na böyle bir festival yapılacaksa bile “Laz” adının bu festivalde kullanılmaması ve danışman olarak yazılan isimlerin kaldırılması önerilmiştir.

Birol Topaloğlu tarafından organize edilen bu proje kapsamında bir dernek kurulması gerekirdi. Bildiğimiz kadarıyla B. Topaloğlu tarafından Ardeşen'de bir dernek kurmak üzere bir dizi çalışmalar yapılmışsa da resmi bir oluşum yaratılamadı. Bunun yerine ağustos ayının sonlarına doğru Ardeşen'de Fırtına Kültür Merkezi adı altında göstermelik bir merkez açılışı yapıldı. Ancak kültür merkezi hemen festival sonrası el değiştirdi. Kültürel çalışmalar yapmayı hedef edinen bir kültür merkezinin hiçbir faaliyet yürütmeden hemen festival sonrası kapanması da ayrıca düşündürücüdür.

Bizler bu festivalin doğru bir yönden veya açıklanabilir bir yerden desteklenmediğini önceki toplantılarda dile getirmiştik. Genel olarak kendi çabamızla yapabileceğimiz etkinlikler için bir dış yardıma kapalı olduğumuzu defalarca söyledik. AB kapsamında yapılan diğer kültür projelerinden kuşkusuz bizim de haberimiz vardı. Biz bunları defalarca kendi aramızda da konuştuk... Bizim karşı çıkışımız özellikle derneğin kurulma biçimi ve ilgili vakfın olaya yaklaşımıyla ilgiliydi.

Nihayet festivalin Çamlıhemşin-Abutsor yaylasında yapılacağı duyurulmuş olmasına rağmen bu gerçekleşemedi ve Ayder yaylasında bir pazar günü ufak çaplı bir etkinlik düzenlendi. Bu etkinlikte sahne alan tek müzisyen Birol Topaloğlu oldu, haricen hiç bir müzisyen çağrılmamıştı. (Veya çağrılmıştı da gelmemişti...) Birol Topaloğlu'nun tek başına şarkı söylemek için Amerikalardan fon almaya ihtiyacı yoktu, bir yaylada şarkı söylemek herkes için mümkündür. Ve kültürel çalışmadan uzak bu festivalin hangi amaçlarla organize edildiği halen bir soru olarak duruyordu.

Bu konunun ilk ortaya çıkışı Eylül 2005 tarihidir ve festivali meşrulaştırma adına Kazım Koyuncu adının da kullanılmaya başlandığı Ağustos 2006 tarihine kadar tarafımızdan aleyhte hiçbir çalışma yapılmamış, hiçbir yazı yazılmamıştır. Ağustos 2006 tarihinde Kazım Koyuncu adının kullanılmasından duyulan tepkiye istinaden lazuri.com sitesinde kısa bir basın açıklaması yayınlanmıştır. B. Topaloğlu, bu açıklamaya cevap vereceği yerde eline geçirdiği her boş sayfaya bir dilekçe yazarak İsmail Bucaklişi ve Mehmedali Barış Beşli hakkında iftiralar düzmeyi, yıpratma kampanyaları başlatmayı ve çok sayıda şikayet ve suç duyurusunda bulunmayı, tazminat davası açmayı tercih ederek adeta “taraf olmayan bertaraf olur” dercesine gerilim yaratmayı daha uygun bulmuştur.

B. Topaloğlu'nun şikayet ve suç duyurularında sadece İsmail Bucaklişi ve Mehmedali Barış Beşli'yi hedef seçmesi, lazuri.com'da yayınlanan basın bildirisinde imzaları bulunan kişileri tek tek arayıp “seni ayrı tutuyorum, mahkemeye vermiyorum” demesi de hayli düşündürücü bir durumdur.

Ardından Selma Koçiva imzası ile lazebura.net adlı internet sitesinde sadece İsmail Bucaklişi'ye değil, bu çalışmaların bir parçası olan insanlara da kişisel saldırılar içeren, nesnellikten uzak, her anlamda manipülatif bir yazı yayınlandı. Bu yazı “Laz kültür hareketi”nde bir yol ayrımından bahsederek, bizim yabancı bir vakıf tarafından yol, yöntem gösterilerek -görünüşte masum ancak gelecekte nasıl sonuçlar doğuracağı meçhul- organize edilen bir festivale ve festivalde Kazım Koyuncu'nun adının samimiyetsiz ve ona yakışmayacak bir şekilde kullanılmasına karşı çıkışımızı gölgelemeye çalışan bir yazıdır.

Eğer bir ayrışma varsa bu ayrışma ilkelerini ve değerlerini maddi veya kişisel çıkarlara değişenlerle değişmeyenler arasında gerçekleşen bir ayrışmadır.

Kamuoyunda bu tartışmaların açıktan yapılmaması gerektiğine ilişkin bir düşüncenin varlığı gözlenmektedir. Oysa ki yanlış olan şimdiye kadar bu tartışmaların gizli yapılmasıdır. Eğer bizler iyi ve erdemli insanlar olmayı başaramazsak, birlikte davranmaktan, dilimizi ve kültürümüzü yaşatma çabasında birlikte olmaktan mutluluk duymazsak geleceğe bırakacağımız miras sorgulanır olacaktır. Gelecek kuşaklara bırakacağımız miras en geniş anlamda bir kültür mirası olmakla birlikte bir tarz-ı siyaset mirası da olmalıdır. Bu tarz; dürüstlük, açıklık, gerçeğin ve ilkeselliğin peşinden ayrılmamak olmalıdır. Bu çerçevede biz yanlış bulduğumuz bir durumu eleştirdik, eleştirmeye de devam edeceğiz.

Son olmak üzere bir kez daha açık ve net olarak ifade etmek gerekirse biz yabancı bir vakıf tarafından manipülatif bir şekilde desteklenerek ve Kazım Koyuncu'nun adı kullanılarak gerçekleştirilen bu baştan yanlış festivale karşı çıktık ve yanlışın her zaman karşısında olmaya devam edeceğiz. Yukarıda da ismini zikrettiğimiz ilgili internet sitesinde Selma Koçiva eteğindeki taşları dökerek olayın haricen muhatabı durumuna düşmüştür. Ağır hakaretler içeren bu asılsız yazı ve yine asılsız ve temelsiz şikayet dilekçeleri bizim açımızdan bardağı taşıran son damlalar olmuştur.

Evet bir yol ayrımından söz etmek mümkün değildir ve bu kocaman bir fiyaskodur. Kimlerin nerede ve nasıl durduğu herkes tarafından bilinmektedir. Laz dili ve kültürünü yaşatma amacından sapan bazı arkadaşlarımız için sanki bir yol ayrımı ve bir ayrışmadan bahsedilmektedir... Yol ayrımı ve ayrışma olması için önce bu arkadaşlarla birlik olmamız gerekirdi ... Kuşkusuz yan yana oturduğumuz günler ve toplantılar olmuştur... Ama bu “birlik” değildi ki ayrılık olsun...

İnsanlar geleceklerine, geçmişte yaptıkları onurlu ve önemli şeyleri aktarırlar... Bizim birlikte aktaracağımız temiz ve açıklanabilir bir tarihimiz var... Dileriz herkesin, dostlarımızın da yarın göğüslerini gere gere anlatabilecekleri bir tarihleri olur...

Kısır dövüşlerle ve asılsız suçlamalarla, size hiç bir şekilde itiraz etmeyen klavyeye veya boş sayfalara sarılıp yazı yazmayı bir an geride bırakın. Yöneticisi olduğunuz sitelerde gelişi güzel cümleler kurarak çamur atmak marifet değildir. Ekmeğini yediğimiz dostlarımızın vicdanının sesine kulak vererek, bir topluluk ardına sığınmadan vicdanlarımızla son kez sizleri de birlikte tartışmaya davet ediyoruz... Gelin geniş kitleler önünde -eğer yaptıklarınızı savunabiliyorsanız- size konuşma ve derdinizi anlatma imkanlarını biz sunalım... Sizin mikrofonunuz olalım... Ama olmayanı oldu gibi gösteren yalan ve dolanı bir yana bırakarak... Biz her yerde her zaman yaptıklarımızı savunabiliyoruz... Siz de yaptıklarınızı savunun… Ama artık asılsız ve mesnetsiz yazılar ve şikayetlerden elinizi çekin...

Yarın derdinizi anlatacak kimseyi bulamazsınız!...

Mehmedali Barış Beşli, Özcan Sapan, İsmail Bucaklişi / 23.12.2006

   

 
Copyright © 2002-2020 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.