FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Alfabemi istiyorum / Barış Mutlu - Yeni Harman / Lazuri.Com

Alfabemi istiyorum!
Barış Mutlu

Tarih boyunca birbirinin alt kümesi olmuş topluluklar. Çoğu zaman yer değiştirmişler. Birzamanlar Elazığ`ın ilçe, Harput`un il olması gibi. Harput`u hatırlayan yok. Elazığ ise olay adamlarıyla tanınan bir şehir. Kişi başına düşen milli gelir olayına hiç girmiyorum. Lazlar ve Gürcüler de böyle. Birçoğuna göre aralarındaki ilişki Kürtler ve Zazaları andırıyor. Dil hususunda yaşadıkları sorunlar, yüzyıllara dayanan birliktelik ve daha bir çoğu. Gürcülerin bir dokunuşuna Lazlardan bi ah geldi. İşte Lazlar ve Gürcüler...

''Eğitim öğretim Lazlar`ın da hakkı''
Laz dili ile araştırmalarıyla tanınan Ali İhsan Aksamaz, Lazca`nın Gürcü diliyle bütünleştirilmek istenmesine Lazların tepkili olduğunu savunuyor:
         
''Latin alfabesine dayalı Laz alfabesi 1920 ve 30`lu yıllarında Sovyetler Birliği`nde kullanıldı. İlle de Laz alfabesi Gürcü alfabesiyle aynı olacak diye bir kaide yok. Lazların da kendi dillerini kurumsallaştırıp öğrenmek, giderek kendi dillerinde eğitim görmek ve çocuklarına istedikleri adı vermek en temel hakları.''

''Gürcüstan kuruldu, rahatladık''
Osman Nuri Mercan, Gürcüler`in Çveneburi aylık kültür-sanat dergisinin başındaki isim. Mercan, Sovyetler birliği dağılmadan önce Türkiye`de yaşayan Gürcüler`in yaşadığı sıkıntıya dikkati çekiyor:
         ''1990 yılından önce Gürcüce yazılmış bir kitap yada Gürcü dilinde konuşmak başımıza büyük işler açıyordu.. Mahkemelere düşüyorduk. Fakat Gürcüstan kurulup da, Gürcüce de uluslararası bir dil olarak kabul edilince rahatladık. Ayrı bir alfabemiz var ve latin alfabesine dilimizi uydurmak gibi birşey düşünmüyoruz. Bazı Laz entellektüellerin bu yönde yanlış bulduğum çalışmaları var. Zaten var olan birşeyi yeniden keşfetmeye çalışıyorlar. 1 Milyon Laz var Gürcistan`da. Bu sayı Türkiye için 400 bin.''

''Bütün alfabeler yapaydır''
Mustafa Kibaroğlu ise Lazlar`la ilgili araştırmalarıyla tanınan bir yazar. Almanya`da yaşıyor. Kibaroğlu, Lazlar`ın bir kimlik değişimi geçirdiğini savunuyor.:
         ''Yaşlı kesim bunu kabul edemese de bir kimlik değişimi yaşıyoruz. Hâlâ derin bir korku var fakat Lazca ile ilgili gereken çalışma yapılmazsa, dilin yok olma tehlikesi var. Bunun için üniversiteler, enstitüler ve akademisyenler harekete geçmeli. Yapay bir Laz alfabesi yaratıldığı iddiasına katılmıyorum, dünyada hangi alfabe suni değilki. Sembollerden oluşan bir yazı sistemi bu. Atatürk, Latin alfabesine geçerken ''ç ve ş'' gibi harfleri ilk olarak kullanmadımı?''

İki alfabenin de farklı harfleri var
Gürcüler`in kullandığı harfler Latin alfabesiyle uyuşmuyor. Üçüncü yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanan yazı sisteminden Lazca`nın da faydalandığı biliniyor. Harfleri belirtmek için kullanılan işareter farklı da olsa, her iki topluluğun da kendinerine özgü sesleri var. ''tz'' ve ''ts'' bunlardan bazıları. Fakat Gürcüler bulundukları ülkelerde Latin alfabesi kullanıyorsa buna uygun bir yazı sistemi kullanıyorlar. Lazların alfabesiyle ilgili en geniş araştırmalardan birinin sahibi Alman. Köln Üniversitesi`nden Wolfgang Feuerstein için ''Alman istihbaratının Lazlar`ı yönlendirmek için kullandığı şahıs'' yakıştırmaları yapılmıştı. Alman bilimadamı ise tepki çekmemek amacıyla alfabe çalışmasını Arhavili bir Laz`la gerçekleştirdiğini ifade etmişti.

Laz diliyle ilgili araştırmalarıyla tanınan bir başka yazar ise İsmail Avcı Bucaklişi. Lazca-Türkçe sözlüğün de yazarı olan Bucaklişi, Lazca`nın bağımsız bir dil olduğunu savunuyor. Laz alfabesinde ise 35 harf bulunuyor. Güneybatı Kafkas dil grubuna bağlı olan Lazca`nın Türkçe alfabeden farklı olarak, şapkalı T ve P`si var. ''3'' rakamı ise harf olarak kullanılıyor. Ayrıca bu rakamın üzerine de şapka konduğu oluyor. Laz alfabesinde ayrıca iki adet de ters fiyonk var. Bunlar AIDS`le savaş derneklerinin simgesi olan fiyonklara benziyor. Ayrıca Türkçe alfabede bulunan ı, ü ve ö Lazca alfabede yok. Gürcü alfabesi beşi ünlü 28`i ünsüz 33 harften oluşuyor. Gürcü alfabesinde büyük harf bulunmuyor.

Dil uzmanlarının ifadelerine göre Lazlar`ın kullandığı dil, uzun yıllar birlikte yaşadıkları Gürcüler`in lisanıyla büyük benzerlikler arzediyor. Lazlar ve Gürcüler sanal alemde meseleyi çözmüş gibi. Lazlar`ın en geniş kapsamlı sitesi olan www.lazuri.com `da ''PC için Lazca'' linkine tıkladığınızda, bilgisayarınız Türkçe alfabede bulunmayan Lazca harfleri donanımınıza yüklüyor. Aynı şekilde Gürcüler de ek yazılımlarla bu sorunu halletmişler.

AB`ye uyum yasaları çerçevesinde Kürtçe eğitimin serbest bırakılmasından sonra, Çerkes, Laz ve Arnavutlar için devlet tarafından kurslar açılacağı ulusal programda belirtilmişti.

İsmail Avcı Bucaklişi
Laz kültürü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya..

Laz kültürüyle ilgili çalışmaların çoğunda aynı isme rastlıyoruz: İsmail Avcı Bucaklişi. Araştırmacı-yazar Bucaklişi`nin Laz diliyle ilgili önemli çalışmaları ve hazırladığı bir Lazca sözlük var. İsmail Avcı Bucaklişi Laz kültürüyle ilgili çabaların, Türkiye`deki demokratikleşme hamleleriyle doğru orantılı olduğunu söylüyor: '' Türkiye`deki demokratikleşmeye bağlı olarak, diğer halkların sahip olacağı haklar önemli, yoksa Lazlar için özel bir durum sözkonusu değil. Yanlız Lazca`nın özel bir durumu var; yokolma tehlikesiyle karşı karşıya. Gürcistan da 1 milyon Laz yok. Müslüman Laz sayısı 5-10 bindir. Geri kalanı Hristiyandır, yani Megrel`dirler artık. Telaffuz edilen rakamlar doğru değil. Bu konuda etkin bir araştırma yapıldığını söyleyemeyiz, fakat yine de Lazlar`ın sayısı abartıldığı gibi fazla değildir. Almanya`da da 5 bin civarında Laz var. Latin harflerinin kullanıldığı Laz alfabesine gösterilen tepki Gürcü resmi ideolojisinin bir yansımasıdır. Türk alfabesinin de farklı bir hali yok bizimkinden. Ayrıca Lazlar`ın bin sene önce bahsedilen alfabeyi kullandığını varsaysak bile, bunun şu anda geçerliliği yok ki. Ancak Latin Alfabesiyle dünyaya entegre olabiliriz. Lazlar elbette kendi dilinde, kültüründe eğitim, öğrenim ister fakat bu yönde bir kitlesel mücadeleye de istekli olmadıklarını belirtelim. Ayrıca işin bir diğer boyutu ekonomi. Herşey serbest olsa bile, dil kursları açmak için maddi güç gerekli. Laz kültürü üzerine bugüne kadar yapılmış tüm çalışmalar Laz kültürünü yaşatmak içindir. Yani iş duygusal düzeyde. Yani bu işin ortak sözleşmesi gibidir yapılanlar; Nasıl kurtarırız? Buna kim destek verirse, Lazlar onun yanındadır. Bu CHP olur, MHP olur, DYP olur, hiç farketmez. Devlet olur, biz elimizden gelen desteği sunarız, zira öncelikli derdimiz yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Lazca`yı kurtarmak.''

Ali İhsan Aksamaz - Lazların Tarihi
Lazca`nın yaşatılması konusunda Lazlar`ın eğilimi nedir?

Lazlar da, kendi ana ve ata dillerinin yaşatılması konusunda şüphesiz duyarlı. Bu konuda ilk ve tek kurum olan Sima Vakfı ve yayınlamakta olduğu Sima Dergisi çaba harcamakta. Yanlız yerel dillerle ilgili bir konuya değinmek istiyorum. Günümüzde Lazca gibi ''konuşanları sayıca(daha) az olan diller'' veya ''yerel diller'' gündeme geldiğinde kimileri ''bu diller`i'' ''bölücülük'' sebebi olarak lânse etmeye çalışmaktadır. Kimileri de ''anadil eğitimi'',''anadilde eğitim'' vb. tartışmaları ''Kürtçe'' üzerinden yapmaktadır. Oysa ne bu diller lânse edilmeye çalışıldığı gibi bölücülük sebebidir, ne de Kürtçe Türkiye`nin tek konuşanı sayıca(daha) az dil`i veya yerel dilidir. Bu diller ülkemizin ve bütün insanlığın ortak zenginliğidir. Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan ve her türlü olumsuz şart`a rağmen, günümüze ulaşabilme becerisini gösteren bu diller ister yüz kişilik bir köyde konuşuluyor olsun ister çok daha fazla insan tarafından toplu veya dağınık çok daha geniş yerleşim birimlerinde yaşatılıyor olsun aynı eşitlikte geleceğe taşınma hakkına sahiptir. Türkiye`nin çok dilli bir ülke olduğu gerçeğinin kabul edilmesi, resmî dil Türkçe`nin dışındaki bu yasak dillerin de kurumsallaşabilmeleri ve kendilerini geleceğe taşıyabilmelerinin önündeki engellerin kaldırılması, toplumun demokratikleşmesine, toplumsal birlik ve barışa şüphesiz önemli bir katkı olacaktır. Kültürel farklılıkların yaşatılması konusunda devler ve hükümetlerimiz maddi ve manevi her türlü desteği göstermelidir. Bunu bekliyoruz.

Lazca ile ilgili çalışmaların yapıldığını düşünüyormusunuz?

Laz dilinin günümüzdeki mirasçıları bu dili bilsin, az bilsin veya hiç bilmesin bu Lazca`yı geliştirmek, öğrenmek ve kurumsal olarak kuşaklara öğretmek istiyor. Son on yılda yapılan bütün çalışmalar hep Lazca`nın yaşatılmasına yönelik. 1993`te ''Ogni Kültür Dergisi'' yayın hayatına başladı. Amacı şuydu ''... Lazların da varolmak, kimliklerini yeniden ve çağdaş bir içerik ile kazanmak ve korumak, özgür ve korkusuzca yaşamak hakları vazgeçilmez bir doğal hak olarak kazanılmayı beklemektedir... Ogni, Anadolu mozaiğinin parçası olan Lazlar`ı dili, tarihi, edebiyatı, folkloru, müziği, sosyolojisi, arkeolojisi, coğrafyası ve diğer bilim, kültür, sanat, araştırma, tanıtma ve yeniden inşa için yayın faliyetiyle evrensel kültüre katkıda bulunurken diğer yandan da Kafkasya ve Anadolu`da yaşayan halkların ortak sesi, bölge halklarının kardeşlik köprüsü olacaktır. Ogni`nin açtığı yolda ''Mjora'' ve ''Sima'' adlı periyodikler yayınlandı. Onlarca makale ve Lazca metin çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. Kitaplar ve sözlükler yazıldı.. Zuğaşi Berepe, Ayhan Alptekin, Birol Topaloğlu, Kazım Koyuncu gibi grup ve sanatçılar Lazca şarkılara yeniden can verdi. Yöresel dernekler kültüre yöneldi. 1996`da İzmit`te Sima Vakfı kuruldu. Vakfın senedinde, amaç şu şekilde açıklanıyor: ''Borçka, Hopa Arhavi, Fındıklı, Ardeşen ve Pazar ilçelerinde yaşayan, kökeni bu bölgeler olup ekonomik vesair sebeplerle yurdun çeşitli yörelerine dağılmış olan, bu bölgelerle benzer kültürlere sahip yurt dışında kalmış yerleşim birimlerinde iken savaşlar ve savaş sonrası göçler sebebiyle yurdun çeşitli yörelerine yerleştirilen yukarıda üç bölümde sayılan özelliklere sahip olup halen yurt dışında bulunan vatandaşlar arasında; ekonomik ve sosyal dayanışmayı sağlamak, müşterek kültür ve örf adetleri yaşatmak... Sima Vakfı, Sima başlıklı bir dergi yayınlamaktadır. Derginin çıkış amacını Vakıf başkanı şöyle açıklıyor: ''... Laz tarihi ile ilgili kalıcı belgeler, bilgiler, maniler, halk deyişleri daha menşeinde iken kaybolup gitmeden övünç vesilemiz kültürümüzü yok olmaktan kurtarmak ... Son yıllarda münferiden yazılan kitaplar, dergiler, edebi eserlerin halkımızda ve dünyada ilgi ile izlendiği gözden kaçmamaktadır. Bu tür yazıların çoğalmasından yanayız... ''Bütün bu çabalar konuya olan ilgiyi göstermektedir. Lazca da yaşamalı, geliştirilebilmeli ve her türlü iletişim araçlarıyla gelecek kuşaklara aktarılabilmelidir. Bütün bunların yapılabilmesi için şüphesiz devlet ve hükümetlerimizin maddi ve manevi desteğine muhtacız. Alfabe konusunda ise şunları söyleyebilirim: Her dilin ses sistemi farklıdır. Dolayısıyla her dilin alfabesi de farklıdır. Alfabe farklılığını yadırgamak, renklerden birini kabul edip diğerlerini yadırgamak gibi bir tutumdur. Üzerinde durulması bana pek anlamlı gelmiyor.

 Selma Koçiva: Ay`dan bir yer istiyoruz!
Lazlar`la ilgili araştırma yazılarıyla tanınan bir yazar. Gezi yazıları da dahil bir çok mecrada eserleri var. Almanya`da yaşayan Koçiva ile telefonda görüştük. Gürcülerin Lazlar`a yaklaşımını bir benzetmeyle özetliyor: ''Kürtler`in Zazalar`la olan ilişkisini andırıyor Gürcü-Laz ilişkisi... '' Koçiva Lazlar`la ilgili olarak devletin samimi olmadığını düşünüyor:
         ''Biz Lazca`yı şu anda evlerde öğretiyoruz zaten. Devletin eğitim-öğretim izni vermemesi insanları yasa dışına itiyor. Derneklerde gizli gizli dil eğitimi veriliyor. Bir ara Özgür Üniversite`de dersler veriliyordu. Yakında bir basın açıklamasıyla biz de taleplerimizi ifade edeceğiz. Mücadeleye seksenli yılların başında başladık. Kürtler de o sıralarda başladılar. Onlar silaha sarıldılar. Biz dedik ki, 'Bizim sayımız az, dağa çıksak telef oluruz.' Biz kendimizi kaleme, kitaba verdik. Bu arada birçok genç öldü. Bunların da büyük kısmı Laz. Şimdi geldiğimiz noktada aynı şeyi istiyoruz: Anadilde eğitim.''

Koçiva Lazlar bir ulus ise, toprak talepleri olacakmı ilerde sorusuna iki ayrı yanıt veriyor:

''1- Avrupa sınırları kaldırırken, biz nasıl sınır isteriz? 2- Amerika`dan Ay`da bir yer istiyoruz. Aya da gideriz.''

Selma Koçiva tartışılan bilim adamı Wolfgang Feuerstein`la ilgili kaygıları olduğunu fakat konumu ne olursa olsun Lazlar için yaptığı araştırmaların değerli olduğunu kaydetti: ''Feuerstein bir misyoner gibi. Türkçe`yi de Lazca`yı da çok iyi biliyor. Kendisiyle ilgili bazı endişelerimiz var, ayrı bir dernekleri olduğu da doğru. Fakat yiğidi öldürsek de hakkını yemeyelim. Büyük araştırmalara imza atmıştır.

Barış Mutlu baris@leman.com.tr

Kaynak: Yeni Harman, ocak 2004 (S.18)

   

 
Copyright © 2002-2020 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.