FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Müzik ateşi sönmesin / Hatice Tuncer - Cumhuriyet / Lazuri.Com

Kendisini müzisyen, Karadenzili ve devrimci olarak niteleyen Koyuncu: Yangını sürekli büyütmek gerek

Müzik ateşi sönmesin

HATİCE TUNCER

“Müzisyen, biraz Karadenizli ve hepsinin ötesinde devrimci…” Karadeniz müziğine getirdiği rock yorumuyla tanınan Kazım Koyuncu kendisini böyle ifade ediyor. Yıllar önce “Zuğaşi Berepe-Denizin Çocukları” grubuyla birlikte yaptığı rock tarzını Viya albümünde sürdüren Koyuncu, sahne ve albüm çalışmalarında geleneksel ezgilere doğru yöneldi. Viya’dan bu yana yeni albüm beklentisindeki dinleyicilerinin karşısına sonunda “Hayde” albümüyle çıkan Koyuncu, rock ve etnik müzik sevenleri hayal kırıklığına uğratmayacak şarkılar hazırladı.

Koyuncu, Beyoğlu Metropol Müzik’ten çıkan “Hayde”deki tüm şarkılarda Karadeniz müziğinin geleneksel çalgıları tulum ve kemençe kullanıyor. Albümde bas ve elektrogitar, davul ve bilgisayar desteğiyle otantiğe yakın ama kulakta rock tınlayan bir ses yakalamış:

“Zuğaşi Berepe’de daha gençtik… sadece rock müzik yapıyorduk, dil olarak Lazca’yı kullanıyorduk. Viya’da daha kendine yönelik, insanın içine doğru giden küçük denemeler vardı. Hayde’deki müzik ben ve arkadaşlarımın sahnede ve dizi filmlerden edindiğimiz deneyimlerden paylaşıp ürettiğimiz çizgi oldu. Müziğimiz hem daha modern hem daha otantik bir forma ulaştı.”

Şevval Sam’la düet

Hayde, geçen yıl bir televizyon kanalında yayınlanan “Gülbeyaz” dizisinin jenerik müziği ile başlıyor ve filmdeki başrollerden birini paylaşan Şevval Sam’ın seslendirdiği “Ben Seni Sevduğumi” türküsüyle devam ediyor. “Koyverdun Gittun Beni, Allah’undan Bulasun” türküsünü Koyuncu ve Sam birlikte seslendiriyor:

“Bu albümde buluşmamız, Şevval Sam’la Gülbeyaz projesinde kurduğumuz dostluğun bir devamıdır. Onu çok seviyorum, müzisyenliğine, dostluğuna inanıyorum ve katkısından dolayı teşekkür ediyorum.” Albüme adını veren “Hayde” Rize’nin Pazar İlçesinden… az bilinen bir türkü. Vokallerle zenginleştirilen elektrogitarın kendini duyurduğu parçanın arasında geleneksel hissi yaratan uzun tulum solosunu Koyuncu kendi bestelemiş. Şarkıda tulum ve elektrogitar birlikte kullanılıyor:

“Küçük gibi duran ama bizim çok önemsediğimiz müdahaleler yaptık. Bu albümdeki 5-6 şarkının, gelecekte yapmak istediğim veya arkadaşlarımla yapacağım müzik tarzının bir işareti olduğunu söyleyebilirim.”

Karadenizliler

Karadeniz’den esintiler taşıyan “Asiye”, albüme hüzünlü bir hava getiriyor. Horon havalarından iki Potpori ve elektrogitar eklenmiş bir Karadeniz türküsü olan Fadime’yle Hayde , dinleyiciyi yerinden hoplatıp, horon tepmeye yönelten bir albüm niteliği kazanmış:

“Ritmik havaları seçmem konserlerimden kaynaklandı. Ben konserlerde daha iyi şarkı söylüyorum, daha mutlu oluyorum. Stüdyoda kayıt sırasında o kadar mutlu olamıyorum. Duyguları, enerjiyi kayıtlar sırasında pek fazla hissedemiyorum. İnsanların yüzüne bakmazsam çok zor şarkı söylüyorum. Konserde çalıyormuş edasıyla çalmaya çalıştık ama bunu başarmak mümkün değil. Bu şarkıları konserlerde daha keyifli ve daha güzel çaldığımıza inanıyorum. Konserlerde seyirci de yaptığımız müziğe çok ciddi katkıda bulunmaya başlıyor.”

Geleneksele yöneldikçe Koyuncu’nun yeni çalışmalarına Karadenizlilerin ilgisi, farklı enstrümanlara karşın giderek artıyor. Karadenizlilerle ilk kez bu kadar yakınlaşan Koyuncu, henüz tam olarak amaçladıklarını yapamamış: “Biraz bildiğimiz şeyleri bozan, biraz statükoyu parçalayan, biraz ezberleri boşa çıkaran işler yapmayı çok istiyorum. Bunun için var gücümüzle arkadaşlarla çalışacağız.”

Sürekli Karadeniz şarkıları söylemesi durumunda kendini yenileme tehlikesine karşın Koyuncu, gelecek iki albümünde Karadeniz müziği üzerine çalışmayı sürdürmeyi planlıyor:

“Kendi yöremi öğrenemedikten sonra yapacağım müziğin çok gerçek bir müzik olabileceğine inanmıyorum. O yüzden anonim şarkılarla daha çok işimiz var. Ama böyle gitmez biliyorum. Kendi şarkılarımı da yapıyorum zaten. Film müzikleri, içimdeki taraflardan birini ortaya çıkardı. Günün birinde bana doğru bakan eserler yapmak ve insanlarla da onu paylaşmak istiyorum.”

Müzik ateşi

Müzisyenlerin de herkes gibi para kazanarak geçimini sürdürmesi gerekiyor. Koyuncu, popülerlik kazandıkça ürettiği, ortaya koyduğu eserlerin benzerlerini para için üretme girdabına girmeyeceğini savunuyor:

“Hayatımda ne paranın ne de başka acayip değerlerin çok fazla bir yeri oldu. Para güzel bir şey, bazen olduğunda kendimi iyi hissediyorum ama parayı hissetmiyorum. İçimdeki müzik ateşinin hiç sönmemesi için sürekli bir şeyler atmam ve bu yangını büyütmem gerekiyor. Bunun için de sadece bizim oralar yeterli gelmeyecektir. Bence bir sanatçının ya da bir şarkıcının çok cesur olması gerekiyor. Cesaretin ve çalışma arzun varsa hiçbir sorun yok… en fazla, para kazanamazsın. Bir albümün satmaz, ya da 1 milyon satar. Bunlarla ilgilenmek istemiyorum. Çok büyük bir popülaritem yok, o yüzden biz bize yetebiliyoruz. Hayde, şu ana kadar 60-70 bin sattı ama arkadaş olabileceğim bir potansiyelin varlığını biliyorum. 5 bin kişinin geldiği bir konser sonrasında şarkıcı kendini dünyanın en müthiş insanı hissediyor ve bu duyguyla baş edebilmek zordur. Geçenlerde Babylon’da konser verdik, 30 Nisan’da çok iyi ses düzeni olan Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde konser vereceğiz. Ama Eskişehir’de düğün salonuna benzer bir yerde çıkmak da bana çok iyi geldi. Açıkhava Tiyatrosu’nda yazın bir konser yapmak çok güzel olur, ama La Bela Düğün Salonu’nda bir sendikanın etkinliğinde grubumla birlikte çıkmayı istiyorum.

Böyle davrandıkça insanlarla sevgi ilişkim daha da güçleniyor. Ama ben bir müzisyenim, ondan sonra bir Karadenizliyim ama hepsinin ötesinde bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi ortaya koymaktan çekinmem.”

 

KLARNET VE TULUM UYUMU

Kazım Koyuncu’nun Kemal Sahir Gürel’le birlikte, İstanbul’un yoksul semtlerinden birinde geçen, her türlü zorluğa karşın umudun şiirsel bir ifadeyle işlendiği “Sultan Makamı” dizisi için yaptığı müzik de ilgiyle karşılandı. Sultan Makamı’nın jenerik müziği Hayde’de sürprizle karşımıza çıkıyor. Klarnetle başlayan şarkı, girişin ardından anonim bir Karadeniz ezgisine dönüşüyor ve tulumla kulağa hoş gelen bir müzik ortaya çıkıyor:

“İtiraf etmeliyim… Sultan Makamı’nın jenerik müziğini yapmak için çok kısa bir zamanımız vardı. Ben klarnet solosunu “Denizde Kararti Var”ın girişi için çaldırmıştım. Sultan Makamı’na böyle bir giriş çok uygundu. Klarnet girişini aldım, ondan sonra filmin jenerik müziğini hazırladık. Önceki albümde de Doğu ritimleri vardı. Ben Hopa’dan 17 yaşındayken ayrıldım, ama rock müzikten, İç Anadolu’ya, İstanbul şarkılarına kadar her çeşit müziği dinledim. Kulağıma dolmuş müziklerden bağımsız bir ürün ortaya koymam mümkün değil. Sadece bir Karadeniz şarkıcısı olarak hayatta durmadığımdan, bütün bildiklerimi ve hissettiklerimi yansıtmam gerekiyordu. Klarnetle tulum çok iyi yan yana geldi ve bence bu çalışma Laz müzik tarihindeki önemli yeniliklerden biridir. Tek başıma kemençeyle ya da tulumla şarkı söyleyebilecek ne yeteneğe sahibim, ne de kendimi o kadar süzme Karadeniz müziğiyle dolu hissediyorum. Şarkıların ana melodilerine müdahale etmiyorum, sözlerini de değiştirmiyorum, ama düzenleme yaparken yeni melodiler katmaya ve yeni enstrümanlarla bir şeyler yapmaya çalışıyorum.”

Cumhuriyet, 18.04.04

   

 
Copyright © 2002-2024 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.