FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Şarkılar sustu sözler konuştu / Sk´ani Mjora Panel 2- Zuğaşi Berepe / Lazuri.Com

Zuğaşi Berepe - Sk´ani MjoraŞarkılar sustu sözler konuştu

“Zuğaşi Berepe'yi var eden Lazca'dır”

İSTANBUL- Türkiye'nin ilk Laz-rock müzik grubu “ Zuğaşi Berepe” İstanbul'da düzenlenen bir panelle ilk kez irdelendi. Zuğaşi Berepe'nin Lazca ve Lazlar için yüklendiği misyonu ve müzik dünyasındaki yolculuğunu grubun solistlerinden Mehmedali Barış Beşli anlattı.  

Laz dili ve kültürü üzerine yapılan çalışmalara yeni bir soluk getirmek amacıyla bir araya gelen ve Sk´ani Mjora adlı yeni bir gazetenin kurucularından oluşan grup tarafından organize edilen ‘Mjora panel dizisi' nin 29 Ocak Pazar günkü oturumunda Zuğaşi Berepe ele alındı. İstanbul'da yaşayan bir grup Laz genci tarafından 1993 yılında kurulan Zuğaşi Berepe, Kazım Koyuncu'nun gruptan ayrılmasının ardından 1998 yılında dağıldı. Zuğaşi Berepe'nin asıl oluşumu horon grubuyla başlamıştı.  

İşte grubun solisti ve kurucusu Avukat Mehmedali Barış Beşli'nin anlatımıyla Türkiye'nin ilk Laz-rock müzik grubu Zuğaşi Berepe'nin müzik serüveni:  

Mehmedali Barış Beşli''Horondan müzik grubuna''
Konuşmasının başında Zuğaşi Berepe'nin 1992 yılında horonla başlayan bir oluşumun devamı olduğunu belirten Beşli, “İstanbul'da yaşayan Laz gençleri olarak yok olma tehlikesiyle yüzyüze olan dilimiz ve kültürümüz için bir şeyler yapmak amacıyla ilk olarak Pazarlılar Derneğinde horon çalışmalarına başladık. Horon grubu olarak birkaç yerden davet alınca oluşumu müzik grubuna dönüştürme gerekliliğiyle karşılaştık. Kazım'la 1992 yılında Zeytinburnu'nda bulunan Çağdaş Sanat Atölyesinde tanıştık. İlk olarak Kadıköy'de Kalkedon isimli kültürel çalışmalar yapılan bir mekanda çalışmaya başladık. Provalarımızı Beyoğlu'nda 4.Boyut isimli barda yapıyorduk .” dedi.  

''Grup bir direnmenin tarihidir''
Zuğaşi Berepe sürecini tam anlamıyla bir mücadelenin tarihi olarak tanımlayan Mehmedali Barış Beşli, “Zuğaşi Berepe direngen bir gruptu. Bizim hedefimiz rock grubu değildi ama akış o yönde gelişti. Sonuçta ortaya cayur cuyur bir müzik çıktı. Bazen düşünüyorduk: Biz bu müzikle Lazların karşısına çıksak acaba ne yaparlar, bizi vururlar mı? diye...”

''Grubun kaderini belirleyen bakış''
Beşli, grubun ilk önemli sınavını Pazar'da düzenlenen bir festivalde verdiğini ve her türlü imkansızlığa karşı bu sınavdan yüz akıyla çıktığını belirtti. İsmail Avcı Bucaklişi tarafından önerildikleri festival komitesinden yol masraflarını karşılamasını istediklerini söyleyen Beşli, ‘Bizim o zamanlar değil bilet, gitar teli alacak paramız yoktu. Nereden inceldiyse oradan kopar mantığıyla konsere ‘ Vamişk´unan ”la başladık. Bol bağırmalı çağırmalı bir parça. Bir baktık ki insanların yüzü gülüyor. Önlerde yaşlılar dikkatle bizi dinlerken arkada gençler kafa sallıyor. Hah dedik, doğru bir şey yapıyoruz. İşte oradaki  bir bakış – Keşke o kişiyle sonradan konuşsaydım- grubun ilerlemesini sağladı.” Ve ilk kurulduğunda adı “ Şk´u -Biz” olan müzik grubu, konser sonrası Pazar'dan Hopa'ya geçerken minibüste bulunan güneş yanığı tenli, masmavi gözlü çocuklardan esinlenerek Zuğaşi Berepe adını aldı.

''İlk konserin anonsunu annem yaptı''
İstanbul'da Evrensel Kültür Merkezinde yapılan ilk konserin anonsunu annesinin yapığını belirten Beşli, “Ben ZB'yi bir misyon grubu olarak görüyordum. Ben vokaldeydim. Kazım ve diğer arkadaşlar tabii ki teknik konuları daha çok önemsiyordu. 1993 yılının baharında hayata geçen ZB kaybolmakta olan Laz dilinin şarkılarla yaşatılması için kuruldu. Ve sadece müzik yapmak için kurulmadı.” dedi.

''İndirin bunları!''
Kaset çıkmadan basının kendilerini fark ettiğini, bunun ardından yapımcı aradıklarını, Anadolu Müzik'le de amaçlarına ulaştıklarını anlatan Beşli, sözlerini “70-90 saatlik bir çalışma ve az bir bütçeyle “Vamişk´unan” albümü oluştu. Albüm çok canlı, çok gerçekçi ve duygulu bir albüm oldu. Yurt dışı konserlerinin ardından yeniden İstanbul seyircisinin karşısına çıktık. Açıkhava Tiyatrosundaki geceyi modern dansla süslemek isteyince olanlar oldu. Ön sıralarda oturan bir dinleyicinin “İndirin bunları, dansöz oynatıyorlar ” diye bağırması üzerine fark edildiğimizi, bizi düşündüren bu tepkiyle radikal bir şeyler yaptığımızı anladık.” diye sürdürdü.

''İstanbul'dan Hopa'ya konser düşü''
Yedikule ve Kadıköy Meydanında Barış günlerinde şarkı söyleyen grubun tek derdi vardı : Lazlar tarafından dinlenmemek. Bir tekneyle İstanbul'dan Hopa'ya gitmeyi ve büyük limanlarda konser vermeyi düşlediklerini söyleyen Beşli, “Memlekette dağlarda kayıtlar yapmak, Hopa'da Kazım'ın köyünde doğal sesler kaydetmek istiyorduk ama bu mümkün olmadı.” diyor. Bu düşler İstanbul'la ve arabalı vapurla sınırlı kalsa da grup, Edirne ve Hopa'da iki güzel konsere çıktı.  

''Müzik çok güzel ama çok gürültülü''
“İlk Hopa Festivalinden sonra Azlağa Köyü'ne davet edildik. Kısıtlı imkanlarla bir konser verdik. Dinleyicilerin çoğu yaşlı teyzelerdi. Çok sevdiler fakat müziğimizi gürültülü buldular.”

''Sıkıştığımız noktalarda parlak fikirler öne sürerdi''
Vamişk´unan'dan sonra ikinci albümün müzikal ve teknik anlamda çok iyi olmasını isteyen grup bir ara Volkan Konak'ın ‘Kuzey Yıldızı' ile görüşse de tekrar başa döner ve Ada ile anlaşır. Brüksel'de canlı konser kayıtlarından eşe dosta dağıtıp bağış toplamak amacıyla zor şartlarda 130 CD kopyalanır. “Bu fikir Kazım'ındı” diyor Beşli ve ekliyor “ Sıkıştığımız noktalarda parlak fikirler öne sürerdi. ” Böylece sabahlara kadar süren çalışmayla kopyalanan CD'ler ‘ İgzas' albümünün maddi alt yapısını hazırlar.    
 

''O dediğini yapan bir adamdı''
Birçok zorluğu ve maddi imkansızlıkları aşarak bugünlere gelen grup için 1998 yılı zor bir yıldı. Durumu kendi açısından “1988 yılında başladığım okulumu bitirmem gerekiyordu. Ya da annem beni vuracaktı” şeklinde özetleyen Beşli, sahne gerisi ve grubun bürokrasisinin Kazım'ı çok yorduğunu ifade ediyor. Kazım son bir yıldır “Bırakacağım” dediği grubu Beşli'nin grup üyeleri için “Çocuklar” tanımını kullanması üzerine kızarak terk ediyor. Arkadaşlarının “Geri döner” düşüncesi gerçekleşmiyor. Beşli, “Kazım bir şey dediğinde onu yapardı, o dediğini yapan bir adamdı” diyor ve ekliyor “ZB'nin bireylerden bağımsız bir özelliği vardı. Devam edeceğiz ama nasıl? Kazımsız olur mu? Kazım'da doğa vergisi müthiş bir ses vardı. Tartışmalardan yorulduğum bir gün ben de duralım dedim ve ZB durdu.”  

İsmail Avcı BucaklişiPanelin sonunda dinleyicilerin soruları üzerine ZB'nin Lazca için kazanımlarını özetleyen Beşli, bugün 6 yaşındaki çocukların Kazım'ın şarkılarını söylediğini belirterek sözlerini “Bu, bu işin sonucudur. Kazım için müzikle dil aynı konumdaydı. ZB olmasa Lazca müzik yapmasının zamanı farklı olabilirdi. ZB'yi var eden şey Lacza'dır. Bu bir Laz tarzıdır. Bundan sonra böyle devam ederse ne mutlu bize ama bir ZB, bir Kazım daha çıkmazsa kötü. Bizim amacımız babaannelerimize, dedelerimize yakışır bir çabaydı.” şeklinde tamamladı.  

On beşer günlük periyotlarla sürdürülmesi planlanan panel dizisi İsmail Avcı Bucaklişi' nin  “Lazlarda sosyo-kültürel gelişim” konulu sunumuyla start almıştı. Beyoğlu İstiklal Caddesinde bulunan Tarih ve Toplum Bilimleri Enstitüsünde 12 Şubat Pazar günü yapılacak toplantıda “Laz Kültür Vakfı Süreci ve Ogni Dergisi” ele alınacak. Panelde konuşmacı olarak Ahmet Kırım yer alacak.

Lazuri.Com

   

 
Copyright © 2002-2020 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.