FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Lazca Destanlar / Destani / Cihangir Bilgin / Tkvani Nçarelepe ( Lazuri.Com )

LAZCA DESTANLAR (DESTANİ)

Lazca destanlar hakkında samimi görüşlerimi belirtmeden önce, Laz ezgilerinin nitelendirilmesinde Lazca türkü ya da Lazca şarkı deyimlerinin tam oturmadığını ve beni rahatsız ettiğini vurgulamak istiyorum.

ŞARKI kelimesi Türk Sanat Müziğinde, sözü ve müziğinin kime ait olduğu belli olan eserlerin tümüne verilen addır. TÜRKÜ kelimesi ise Anadolu topraklarında bağlama eşliğinde çalınıp söylenen, anonim özelliği taşıyan, söyleyeni belli olmayan (istisnalar dışında), halkın malı olan geleneksel müzik türüne verilen addır. Bu tanımlamalardan yola çıkarak EZGİ teriminin daha anlamlı ve samimi bir ifade şekli olduğunu düşünüyorum.. Ve de Lazca ezgiler, Lazca sözlü ezgiler, Lazca oyun ezgileri gibi bir ifade şekli daha manalıdır.. Türkçe düşündüğüm zaman ne yazık ki bu tür terminoloji karmaşasına girmememiz imkansızdır. Halbuki Lazca ezgilerin ve çalgıların kendilerine ait orijinal bir anlatımı Lazca içerisindeki karşılıkları vardır. (Nena-Söz,Kaide-Müzik,Birapa-Sözlü ezgiler,Kogelaçi-Çal,A Kemençez koyusvi- bi kemençenin yayını sür ve çal,Tkfvi-söyle,Otku-söyleme,)vbg...

Ayrıca şarkı terimi kullanılacaksa da (halk sözcüğü) eklenerek Halk şarkıları şeklinde kullanılırsa bence daha belirleyici olacaktır.

Lazca Destanlar; araştırılması gereken en önemli müzikal kültür öğesidir.

Halk müziğinde nasıl hoyratlar, deyişler, zeybekler, karşılamalar, bozlaklar, vb türler varsa Laz müziğinin temel taşlarından birisi de LAZCA DESTANLARDIR. Lazca destanlar konusuna girmeden önce DESTAN kelimesinin sözlük anlamına bir göz atalım.

- Tarih öncesinin tanrıları, tanrıçaları ve yiğitlikleriyle ilgili olağan üstü olayları öyküleyici bir yöntemle ve koşuk olarak anlatan en eski bir yazınsal tür.
- Çağdaş Türk yazarına göre içerik ve biçim yönünden geleneksel destanlardan ayrılıkları bulunan genellikle uzunlu kısalı bir çok şiirden oluşan, ulusal konuları işleyen öyküleyici özelliği ağır basan yapıt.
- Halk yazınında biçim yönünden koşmaya benzemekle birlikte dörtlük sayısı konuya göre değişen, toplumu ilgilendiren her türlü konuyu öyküleyici bir yöntemle işleyen koşuk.
- Olağan üstü ve şaşırtıcı yiğitlik olayların dizisi. (PÜSKÜLLÜOĞLU, Ali, Arkadaş Türkçe sözlük).

Halk edebiyatı örneği metinlerinin (Destan) yanı sıra Lazca destanlar enstruman eşliğinde söylenmesi, müzikal anlamlar ifade etmesi ve söyleyeninin belli olması gibi belirgin özellikleriyle incelenmesi gerekir.

Kesinlikle Lazca destanların tümünün Gılgamış destanı, Köroğlu destanı, Ergenekon destanı gibi manzum eserlerden farklı biçim ve formatlarda olduğu açıkça ortadadır.

Ayrıca destan denilince oku oku bitmez uzun bir edebi eser akla gelir. Halbuki Lazca destanlara destan denilmesindeki sebebi çok uzun sözlerin bulunduğu yaşama dair müzikal anlatımın olmasından öte değildir. Destanın önemli bir edebi tür olmasından dolayıdır ki müzikal anlatım çerçevesinde söylenenlerin, önemli olduğunu ifade etmek için (Lazca destan söylüyorum (destancıyım) destan kelimesiyle vurgulanmış yakıştırmaların uygun görülmüş olması gerek diye düşünüyorum.

Laz toplumunun kabul ettiği bu yakıştırmayı olduğu gibi kabul ederek Lazca destanların konusu ve içerikleri hakkında arşivimdeki Lazca destanları inceledim.

Lazca destanların günümüze ulaşan en değerli örneklerinin tarih ve tarihsel savaşların konu edildiği, anlatıldığı destanlar olduğunu belirtmek isterim. (1877-1878 Osmanlı – Rus savaşı) 93 harbine katılan Arhavi-Kavak köyünden (Lakertalardan) Ali Beg’in savaş ve yenilgi dönüşü Zelixa teyzenin serzenişi (destani) ve Ali Beg’in cevabını sizlerle paylaşmak isterim. (Kaynak: Recai ÖZGÜN, LAZLAR ).

Batumis kogeydgu ûoôi ûufeği
Martini xurxişa opşa fişeği
Si eşüiyaş bere si Ali begi
Moda gegacginez Urusi xolo
Mtude zenoba do jile aini
Urusişi coxo mtfirişen ini
Muöo guyi gegiâin gegitgoyini
Moda gegacginez Urusi xolo

Ali Beg’in cevabı:

Çkun xfala kodopskidit
Jin néa do mtude dixa
Mu paûit gyuli-çkimi
Şurimşine zelixa.......

- Lazca destanlarda gurbet, ayrilik, hasret, özlem, aşk konuları da büyük ölçüde işlenmiştir. Sevgili üstat Yaşar TURNA’yı saygıyla anmak isterim ki bir zamanlar Arhavi Belediyesi Halk Oyunları Topluluğunda bizlere kemençesi ile eşlik etmişti. Arhavi’nin usta kemençecilerinden Yaşar TURNA’yla özdeşleşen destanı

ATMACAŞ ORA

Agustosi mulun atmacaş ora
Va môoromi kale bozo gyozgyora
Va môorom-na dotkvi başka gobgora
Muöo ôa do so bida e verane

Yukarıdaki destan Lazların dilinde ve gönlünde iz bırakmıştır. Bugün Gürcistan’dan yayın yapan İberya radyosunda bile üstat Yaşar TURNA’nın plaklarını çalmaktadırlar.

Ayrıca; yakın zamanda kaybettiğimiz Aşık Osman Namlı’da sevdalık üzerine dokunaklı destan söyleyen ve destan geleneğini sürdüren temsilcilerdendir.

Aşık Osman destanında şöyle diyor;

Ôanda bibgar nosiz kogamabulu
Micoxuman nosişe var mobulu
Gaxfezepur bozo mota var mulu
Omöüomi do gemişüvi ğeciş bozo

Lazca destanların konularını da bu arada azda olsa ifade ettiğimi sanıyorum. Son destan örneği olarak da Arhavi’li bir kızın gurbete giden sevgilisine (eşine) yazdığı destanın bir dörtlüğünü örneklemek istiyorum.(PARPALİ dergisi)

Zeniz borûi Tunaşa niûi- şkhule
Yano yano geliûi onğe-şkule
Mabgarinu oxoşe biûi-şkule
Ordo moxti na-şuri mişinare

Yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi, Lazca destanların kişilere ait olanlarına da rastlamak mümkündür.

Alan taraması çalışmalarım sırasında yaşlı çiftin kendilerine ait aşk ve sevda konulu bir destan örneğinin olduğunu öğrendim. Tabi sorup kaydetmek istedim. Yaşlı (Dadi) kadın razı olduğu halde (Badi) erkek konuyu geçiştirmek için önüme koca bir tepsi armut ve karayemişi koyarak YESANA demişti. Bende üstelemedim ama konu olan destanı merak etmedim de değil.

Doğaçlama destan(i) söyleyen insanlara da rastladım. Bu tür insanlar (ozanlar) kendilerini lanse etmek (deşifre etmek) istemediklerinden dolayı rahat ve uygun ortamda olmadıklarında destan söyleyemiyorlar. Ancak, uygun zaman ve mekanda orjinal ve seçkin destanların dizelerini çekinmeden söylüyorlar. Dinleyenler de sanki bir operet dinlermişçesine büyük bir zevk ve saygıyla dinliyorlar.

Lazca destanların uzunluğu bir tarafa her ilçe, her köy ve mahallede çokça destan örneklerine rastlamak mümkündür. Şu anda aklıma gelen sayın Yılmaz AVCI, Sayın Selma KOÇİVA Lazca şiirleriyle; Nuri DUDUŞİ, Xunaruri Badi, Turbi Badi, Kadri KURT gibi ismini sayamayacağımız kadar çok insan Lazca şiir ve destanları yaşamlarının bir parçası olarak görmüşlerdir.

Lazca destanlar şekil itibarıyla ya 2 mısra yada 4’lükler halinde bir yapıya sahiptir.

  • 4’lük olarak yazılan destan örneklerinde 4.mısra ilk kıtadan son kıtaya kadar aynı dizeleri içerdiği görülmüştür.
  • Lazca destan örneklerinde değişmeyen bir kural var ki oda kesinlikle ve kesinlikle 11’li hece ölçüsünde yazılmış olmasıdır.
  • 11’li hece ölçüsü kullanımında 4+2+3+2 - 2+2+3+4 kelime kalıpları en çok rastlanan tür olarak saptanmıştır.
  • Lazca destanlar 4-5 kıtadan 100’ün üzerinde kıta kadar uzun olabileceğini ifade edebilirim.
  • Ayrıca kadınlar da destan söylemektedirler.

Lazca destanlar ilk 2 mısra ya da tam bir 4’lük bitene kadar; melodik başlangıç, uzatmalar, vurgular ve tamamlamalara dayalı bir formatta belli nüanslarda seslendirilen serbest ölçüdeki ezgilerdir.

Lazca destanlar ilginç ritmik yapı ve müzik kalıpları haricinde serbest okunduğu halde 1.dörtlükte okunan tüm ses ve ezgisel nüansları devam eden bütün 4’lükler de uzun ezgi yapısına rağmen birebir örtüşmektedir.

Lazca destanlar teknik anlamda müzikal kurallara uymasa bile destansı ezgilerin orjinalliği tartışılamaz boyutta duygu yüklü ilginç motifler içerir.

Lazca destanların (eskileri) bir çoğu tarihi belge niteliğindedir. Müzikle uğraşan insanların bile bu kadar çok kıtalı – uzun metrajlı ezgileri ezberleyip okumaları epeyce zor bir uğraştır.

Lazca destanlarda her destan örneğinin (Destanişi Kaide) kendine özgü müzikal seyri (melodisi) vardır.

Lazca destanlarda kaide (ezgi)’yi zihninde tutarak dizeleri sıralamak mantığı zekice ve bilerek düşünülmüş gibi çok enteresan söyleme tarzıdır.

Ekolojik dengelerin bozulması Çernobil faciası, kimyasal gübreler, termik santraller ve birçok olumsuz etken Doğu Karadeniz’deki insanların ömürlerini kısaltmıştır. Kaygılanma sebebim yaşamını yitiren destancı insanlarla toprağa giden kültürel mirasın yazıya aktarılamamasından ötürüdür.

Lazca destanlar ve diğer alanlarda makale yazmamı teşvik eden Lazca–Türkçe sözlük ve Lazca gramer kitabının yazarlarından Sayın İsmail AVCI BUCAKLİŞİ’ye teşekkür ediyorum. Ntsaşa exti.....

CİHANGİR BİLGİN (13/01/2004)
LAZ KÜLTÜRÜ ARAŞTIRMACISI
cihantar@mynet.com

   

 
Copyright © 2002-2020 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.