FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu HES'lere gerekceli DUR karari... / Lazuri.Com
 

HES'LERE GEREKÇELİ "DUR" KARARI!

(08 Haber)

Papart Deresi´nde yapımı öngörülen Cüneyt 1-2-3-4 HES´leri için dava açılmış, HES´lerin bu vadiye büyük zararlar vereceği vurgulanarak inşaatların durdurulması istenmişti. Rize idare mahkemesi Papart Vadisi´nde kurulacak HES´lerin yasalara uygun olmadığını vurgulayarak gerekçeli kararını önceki gün açıkladı.

Rize İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu karar üzerine bir açıklama yapan Meydancık Belediye Başkanı Nihat ACAR şu açıklamalarda bulundu; ”Biz başından beri Papart Vadisi'nde HES'e karşı çıktık. Öncelikle Meydancık halkına birlik beraberlik içerisinde mücadele ettikleri için, topraklarına, derelerine, geleceklerine sahip çıktıkları için Meydancık Belediye Başkanı olarak çok teşekkür ediyorum. Onlar böylesine dik durmasalar, karşı çıkmasalar biz bu neticeyi alamazdık. Rize İdare Mahkemesi'nden gelen karar ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha gözler önüne serdi. Bu karar Papart Vadisi'nin yeniden doğmasıdır. Artvin'in vadileri Artvin'in damarlarıdır. Akan dereleri ise kanıdır. Kanı olmayan insan nasıl yaşayamaz ise deresiz Artvin'de yaşayamaz. Bu dereler bu vadiler olmasa Meydancık olur muydu? Papart olur muydu? Bu güzelim yeşil ormanlar olur muydu? Bu cennet doğa olur muydu? Onun için Papart Vadisi ve Deresi Meydancık yöresinin temel direğidir. Deremizi aldıkları an biz burada yaşayamaz hale geliriz. Suyumuzu kimseye vermeyeceğiz” dedi.

“Su Meclisi” adına Yönetim Kurul Üyesi Av. Bedrettin Kalın, Meydancık Belediye Başkanı Nihat Acar ve Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ortak basın açıklamasında bulundu. Cumartesi günü Yeşil Artvin Dernek Merkezi'nde yapılan basın açıklamasında Hidroelektrik Santralleri (HES) ilgili yöre halkının yasal hakları kullanarak açtıkları davada Rize İdare Mahkemesi'nin verdiği gerekçeli yürütmeyi durdurma kararı kamuoyu ile paylaşıldı.

ÖZEL MÜTEŞBBİSLERİN DEĞİL, HALKIN HİZMETİNDE OLUNLAMALI!

Rize İdare Mahkemesin gerekçeli kararını okuyan Av. Bedrettin Kalın Bu karar Türkiye'de çevreciler için emsal teşkil edecektir bizim için çok önemlidir dedi.

Şavşat Meydancık Papart Deresi üzerinde yapılmak istenen Cüneyt 1–2–3–4 HES'leri için Mahkemenin açıkladığı gerekçeli kararla HES' lerin yapımı durdurulmuştur. A. Kalın doğadaki tahribatın bölgede yaşayan halkın haklı itirazlarıyla da hukuk karşısında haklılığı tespit edilmiştir. Bizler her zaman hukuktan yana mücadelemizi devam ettireceğiz hukukun verdiği karara saygılıyız. Yöre halkını HES lere karşı yapılan direnişlere itirazlara karşı İlin valisi kaymakamı bürokratları seçilmiş belediye başkanlarına halka baskı kurarak adeta özel müteşebbisin adamları gibi tavır sergilemeleri çok üzücüdür. Onlar devletin idarecileridir. Yasal olarak bulunduğu bölgenin yöre halkının hizmetindedir bunu unutmasınlar. 

Av Bedrettin Kalın açıklamasında Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eloğlu'nun Erzurum'daki bürokratlara toplantıda talimat vererek HES konusunda kolaylaştırıcı tavır sergilenmeli HES'lerin yapılmasındaki engellerin ortadan kaldırılması istemişti. Kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Yargının vermiş olduğu karar valiyi de kaymakamı da, Bakanı da bağlar konu bu kadar açıktır. Bizler çevresel sorunlarda halkımızı bilinçlendirerek doğamızı koruyacağız” dedi.

HES'LERDE HUKUKİ HAKLILIĞIMIZ TESCİL EDİLDİ!

Yoğun tartışma ve sivil toplum muhalefet ve mücadelesi ile başlayan ve giderek, söz konusu mücadelenin ülkenin her tarafına yayıldığı nehir tipi hidroelektrik santrallerle ilgili olarak, Fırtına vadisi projesi, Fındıklı Paşalar Hes Projesi, Senoz Uzundere I-II Hes Projeleri İkizdere Dereköy Regülâtörü ve Demirkapı Hes Projesinden sonra Meydancık Beldemiz sınırları içinden akmakta olan Papart Deresi üzerinde 2015 metre kotlarından başlayarak inşa edilmek istenen Cüneyt-I-II-III-IV Hes Projeleri için de Rize İdare Mahkemesi karar vermiş olup, verdiği gerekçeli yürütmeyi durdurma kararını siz değerli kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Mahkemenin verdiği bu karar ile daha önce açıklanan projeler için verdiği kararlar birbiri ile de uyumludur. Bu yönü ile HES'lerin ÇED raporlarının birbiri ile benzer hatta copy paste olduğu da ortaya çıkmış olup, bu anlayışla hazırlanan Hes projelerin tümünün de yargı kararları ile önüne geçilebileceği anlaşılmıştır.

Çünkü gerek Cüneyt I-II-III-IV HES'lere dair bu karar, gerek diğer projelere dair verilen kararlarda ortak olarak ortaya çıkan yürütmeyi durdurma gerekçelerinde dikkat çeken husus;

Nehir tipi Hidroelektrik Santralleri´nin planlama aşamasında sürecin eksik işletildiğine vurgu yapması,

Uygulama sürecindeki yanlışlıkları değerlendirmesi,

Çevre Kanunu´nun temel ilkelerinden olan "Sürdürülebilir Kalkınma İlkesi´nin ne olduğu ve ne şekilde uygulanması gerektiği bildirmesi,

Mevcut HES uygulamalarıma dair ÇED raporları, hatta ÇED Yönetmeliği ve eksik olan diğer mevzuat düzenlemelerini de içeren ve değerlendiren bir karar olması yönü ile

Somut olarak Tüm Türkiye´deki HES projeleri açısından diğer kararlar gibi emsal oluşturabilecek bir karardır. Çevre ve Orman Bakanlığı´nın Çevre´ye olan yaklaşımını ve hemen her türlü çevreye etkisi olabilecek yatırımlara getirdiği çok değerli yaklaşımlarla, ülkedeki yargıya taşınmış tüm çevre sorunlarına ilişkinde emsal olabilecek bir karar niteliğindedir.

Rize İdare Mahkemesinin bu kararlarından idarenin ders çıkarması gerekmekte olup, bu kararları dikkate alarak derhal bölgedeki HES uygulamalarının durdurulması, işleyen ÇED süreçlerini durdurması ve önce su kaynaklarımızın havza bazında planlamasını yapmak zorundadır. Mahkeme kararlarını görmezden, duymazdan gelerek ÇED süreçlerini devam ettirmesi halinde idare hakkında, idarenin ilgili kamu görevlileri hakkında tüm Karadenizliler suç duyurusunda bulunacaktır.

Mahkeme kararlan ile ortaya çıkan husus, söz konusu HES faaliyetlerin şeklen yasal olduğu ama meşru olmadığıdır. Mahkemenin kararlarında öne çıkan başlıkları sıralarsak, Mahkeme;

Anayasanın 17.maddesi gereği herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğunu,56.maddesi ile de herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunun düzenlendiğini, Çevreyi korumak ve geliştirmenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğuna vurgu yaparak;

4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Kuruluş ve Teşkilat Kanununda,

Çevre ve Orman Bakanlığı´nın çevrenin korunması, kirliliğin önlenmesi ve iyileştirilmesi için prensip ve politikalar tespit etmek, programlar yapmak, bunların uygulama esaslarını belirleyip, gerekli önlemleri alarak sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde çevreye olumsuz etki edecek her türlü

plan, program ve projenin/ayda ve maliyetleri ile çevresel olguların ortak bir çerçevede değerlendirecek çevresel etki değerlendirmesi ve stratejik çevresel etki değerlendirmesi çalışmasını yapma, dengeli ve sürekli kalkınma amacına uygun ekonomik kararlarla ekolojik kararların bir arada düşünüldüğü, rasyonel kaynak kullanımını sağlamak üzere kalkınma planları, bölge planları temel alınarak çevre düzeni planları hazırlamak, su kaynakları için koruma ve kullanma planları yapmak, kıta içi su kaynakları ile toprak kaynaklarının havza bazında bütüncül yönetimini sağlamak görevleri olduğunu, 2872 sayılı Çevre kanunu´nun 1. maddesinde;

Kanunun amacının bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamak olduğu, Aynı kanunun 3.maddesinde; Çevre korumasında genel ilkelere yer verilmiş olduğu, karar alma süreçlerinde sürdürülebilir kalkınma ilkesinin gözetilmesi, yapılacak ekonomik faaliyetlerin faydası ile doğal kaynaklar üzerindeki etkisinin sürdürülebilir kalkınma ilkesi ışığında uzun süreli değerlendirilmesi ve çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkının esas tutularak, bakanlık ve yerel yönetimler, meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların çevre hakkını kullanacakları katılım ortamının yaratılmasının da genel ilkeler içerisinde yer aldığı, Aynı kanunun 9.maddesinde ise; Doğal çevreyi oluşturan biyolojik çeşitlilik, ve bu çeşitliliği barındıran ekosistemin korunmasının, ülke fiziki mekanında sürdürülebilir kalkınma ilkesi, koruma kullanma dengesi gözetilerek bölge ve havza bazında çevre düzeni planlarının yapılması (m gerektirdiği), ulusal mevzuat ve taraf olduğumuz uluslar arası sözleşmelerle koruma altına alınmış, koruma statüsü kazandırılmış alanlar ve ekolojik değeri olan hassas alanların her türlü ölçekteki planlarda gösterilmesinin zorunlu olduğunu, Aynı kanunun 10.maddesinde ise;Gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetler nedeni ile çevre sorunlarına yol açabilecek faaliyetlerin; Çevre Etki Değerlendirme Raporu(ÇED raporu) ya da Proje Tanıtım Raporu hazırlamasını gerektirdiği, ÇED olumlu yada ÇED gerekli değildir kararı alınmadıkça hiçbir izin teşvik onay ile yapı ve kullanım ruhsatı verilemeyeceği, yatırıma başlanamayacağı ve ihale edilemeyeceği... Denildikten sonra, Sürdürülebilir Kalkınma ilkesinden bahsedilmiştir: "Sürdürülebilir kalkınma" ile "Sürdürülebilir Çevre" kavramlarının idareler tarafından sadece bir temel ilke olarak kabul edilmesi yeterli olmayıp, bu ilkelerin idareler tarafından özümsenerek, bütün faaliyetlerinde korunması için önem ve özellik atfedilerek hayata da geçirilmesi, kamu idareleri tarafından temel bir politika olarak kabul edilen bu ilkelerin eylem ve işlemlerinde kendine yer bulamaması halinde ise bir söylem olarak dile getirilen bu ilkeler esasında özümsenmemiş,mevzuat hükümleri arasında kaybolmuş ilkeler olarak kalmaya mahkum olacaklardır " denmiştir.

Devamla mahkeme; "Bu anlamda, her bir projenin nasıl bir çevresel etki yaratacağının, hem yatırımların desteklenmesi hem de sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ,hem de yaşanabilecek çevresel sorunların kabul edilebilir bir sınır içinde tutulması gerek Çevre Kanun´ nunda gerekse de ÇED Yönetmeliğinde bir sisteme bağlanmıştır..." denilerek devamla; "ÇED Sürecine sadece uygulanması gereken formatsal bir süreç olarak bakılması ve yatırımcı şirket tarafından yerine getirilmesi gereken bir prosedür olarak görülmesinin, Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliği ile belirlenen ve ulaşılmak istenen hedefe aykırı olacağı" ifade edilmiştir.

Mahkeme; "ÇED Sürecinin formata bağlanmış, soyut taahhütlere dayalı prosedür el bir işlem olmaktan çıkarılarak, planlanan yatırım ile bu yatırımın hayata geçirileceği alanın gerçek verilerine ulaşılması, süreci yönlendirici bilgilerin bizzat idare tarafından arazi üzerinden alınarak güncel ,reel ve somut verilerin toplanması,bu sürece ilgili kurumların konuda uzman elemanlarının katılımının sağlanması,incelemelerin sadece proje dosyası üzerinden yatırımcı şirketin sunumları ile değil,bizzat idare tarafından proje sahası üzerinde yapılan verilerle yapılması,aynı vadi/su havzası üzerinde benzer birden çok projenin planlanması durumunda,bunun idare tarafından bir plana bağlanarak,çevresel zorlamanın ve kabul edilebilir bir çevresel maliyetin hesaplanması,projelerin sayısı,kurulma yer ve zamanı,doğanın diğer faydalı kullanımları ve insan ve diğer canlıların yaşam alanlarının bundan ne düzeyde etkileneceğine ilişkin kuvvetli tahminlerin yapıldığı bir planlamanın yapılması gerektiği,söylenmiştir.

Bu genel ve diğer tüm çevre davalarına emsal olabilecek değerlendirmeleri içeren, karar ile Cüneyt I-II-III-IV HES faaliyeti için de mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermiştir.”

Kaynak: 08 Haber Merkezi

Lazuri.Com - 10.03.2010



..

HORON & TULUM
Horon ve Tulum Kursu

Lazca Kurs
Lazuri Doviguram

KAZIM KOYUNCU (DVD)
Sarkilarla Geçtim Aranizdan - Kazim Için Bir Film

KARAKUTU

   

 
Copyright © 2002-2020 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.