BASIN AÇIKLAMASI
Senoz yöresi derneği adına
başlatmış olduğumuz hukuk mücadelesinin ilk adımını kazanmış bulunmaktayız. Rize
ili Çayeli ilçesi Çataldere köyü hudutlarından sahile doğru uzanan 40 km
uzunluğunda kanyon tipi vadi boyunca uzanan SENOZ DERESİ (Büyükdere) üzerinde
kurulması planlanan ve bu güne kadar inşai faaliyetini devam ettiren UZUNDERE I
REG.Ve HES projesi ile ilgili olarak yaklaşık bir yıldır vermiş olduğumuz hukuk
mücadelesinde RİZE İdare mahkemesi 31/12/2008 tarihli kararı ile "…hukuka
aykırılığı açık olan dava konusu işlemin :uygulanması halinde telafisi güç
zararlar doğabileceğinden YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA" karar vermiştir.
Bir buçuk yıllık hukuk
mücadelemizde yerel mahkeme yerinde keşif kararı vererek incelemelerde
bulunmuş,keşif incelemesi sonucunda dava dilekçelerimizde hukuka aykırılığını
iddia ettiğimiz 12 ana maddeyi bilirkişiler incelemiş ve mahkemeye raporlarını
sunmuş,ve rapor esas alınarak mahkemece "ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR" kararının
yürütülmesi durdurulmuştur.
Bilirkişiler;Senoz Vadisi’ni
oluşturan "Uzundere ve İncesu Dereleri’nin oluşturduğu Çayeli Deresi’nin
üzerinde birden fazla hidroelektrik santrali kurulmasının planlandığı, bu
santrallerin ayrı ayrı değerlendirilmelerinin ve çevreye olumsuz etkilerinin az
olduğunu söylemenin yanlış bir yaklaşım olacağını, neticede ekosistemin her bir
tesisin oluşturacağı zararların toplamı olarak etkileneceği, her iki dereden
bırakılacağı belirtilen 150lt/sn suyun ekosistemin devamına yetmeyeceği, Çevre ve
Orman Bakanlığı’nca orman konusunda yatırımcının verdiği taahhütlerin
denetlenmediği, kesileceği bildirilen miktardan daha fazla ağaç kesilmesi
olasılığının bulunduğu, bölgede ciddi heyelan riski bulunmasına rağmen projede bu
durumun göz ardı edildiği, çıkan hafriyatların yol kenarlarından aşağıya
boşaltıldığı, çevreye zarar verildiği, gerekli denetimin yapılmadığı, neticede söz
konusu projenin çed yönetmeliğine uygun olarak hazırlanmadığını
bildirmişler, mahkeme de aynı gerekçelerle söz konusu projeye ait "ÇED
gerekli değildir" kararının yürütülmesinin durdurulmasına karar vermiştir." Mahkemenin söz konusu kararı
ile idarenin çok ciddi çevresel zararlara sebep olan bu tip projelere verdiği
"ÇED gerekli değildir" kararlarının keyfi kararlar olduğu, yerinde görüp
incelenmediği,masa başında tesis edilen idari işlemlerle Avrupa’nın acil
korunması gereken 100 ekosisteminden birinin, dünyanın 200 ekolojik bölgesinden
birinin, Doğal yaşlı ormanların bulunduğu vadilerin, Dünyanın Önemli Kuş
yollarından birinin ve gerek Merkez Av Komisyonu Kararları ile gerek Bern
Sözleşmesi ile koruma altında bulunan bitki ve hayvanların bulunduğu Doğu
Karadeniz havzasını tümden ortadan kaldıracak yada tanınmayacak hale getirecek
idari işlemler tesis ettiği de ortaya çıkmıştır. Özellikle bilirkişilerin
birden çok santral projesi olan havzalarda her bir tesisin çevresel zararlarının
tek başına değerlendirilmesinin yanlış bir yaklaşım olacağı gerekçesi ve
mahkemenin bu değerlendirmeyi kararına alması; Çevre ve Orman Bakanlığı’nın söz
konusu projeleri tek tek değerlendirmesinin yanlış olduğuna, mutlaka havza
planlarının yapılması gerektiğine dair itirazlarımızın doğru olduğunu da ortaya
koymuştur. Bilindiği üzere Rize İlinde toplam 7 vadide ardışık 62 adet hes
planlanmış, bunların bir kısmının inşaatına başlanmıştır. Avrupa Su Çerçeve
Direktifi’nin ana konusu olan "havza planlaması" tüm Avrupa’da uygulanmakta iken
ülkemizin en büyük 3.büyük su havzası olan Karadeniz vadilerinin böyle bir
planlama olmadan, kaldırabileceğinden daha fazla Hes Projeleri ile
doldurulmasında; sürdürülebilir kalkınma ilkesine aykırılık olduğu, sağlıklı bir
çevrede yaşamayı güvence altına alan ve dengeli bir kalkınmayı esas alan
sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre arasında oluşan dengesizliğin
gelecek kuşakların ihtiyaç duyacağı kaynakların varlığını da tehlikeye atacağı
söz konusu karar ile de bir kez daha ortaya çıkmış bulunmaktadır. Karadeniz Bölgesinde
planlanan söz konusu nehir tipi heslerin tümünün yeniden gözden geçirilmesi
gerektiği de bu karar ile ortaya çıkmış olup mahkemenin söz konusu kararı ile
hukuk devletinde yaşamanın,akla ve bilime dayalı bağımsız mahkemelerimizin
varlığının ne kadar büyük bir nimet olduğunu bize hatırlatan bu kararını saygı
ile karşıladığımızı, hukuk devleti anlayışını derinden duyumsadığımızı
bildirerek saygılarımızla tüm kamuoyuna duyururuz. SENOZ YÖRESİ DERNEĞİ
27.01.2009
T.C
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANLIĞI
ANKARA
KONU: Rize İdare
Mahkemesi’nin 23.12.2008 gün ve 2007/440 E ve 2008/914 K sayılı Cevizlik
Regülatörü ve Hes Çed Raporunun iptali kararının uygulanması yönünde idarenizin
irade göstermesi ve faaliyetin durdurulması talebidir.
Rize ili İkizdere İlçesi
içerisinden geçmekte olan İkizdere Deresi üzerinde İkizdere İlçesinin mansabı
yönünde kurulması planlanan Cevizlik Regülatörü ve Hidroelektrik santrali
hakkında Rize İdare mahkemesinde açılmış bulunan dava "çed olumlu kararının
iptali" ile sonuçlanmıştır.
Rize İdare Mahkemesi
23.12.2008 gün ve 2007/440 E ve 2008/914 K sayılı kararında özet olarak "…sonuç
olarak cevizlik Regülatöründen biyolojik çeşitliliğin korunması ve
sürdürülebilirliği için 2800 lt/sn’lik bir debiye ihtiyaç duyulduğunun
belirtilmiş olduğu dikkate alındığında proje sahibi firma tarafından dereye
bırakılması taahhüt edilen 750lt/sn su miktarının bu dere üzerindeki ekolojik
dengenin sürdürülebilmesi ve sucul yaşamın devamlılığı için yeterli olmadığı
sonucuna ulaşılmakta olup, bu yönü ile davalı idarenin 24.07.2006 tarih ve 5801
sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararında hukuka uyarlık
bulunmamaktadır" denilerek neticede çed olumlu kararını iptal etmiştir.
2872 sayılı yasanın
10.maddesinde "gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyet sonucunda çevre
sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmelerin Çed raporu veya proje
tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlü oldukları, Çed Olumlu yada Çed gerekli
değildir kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay,izin,teşvik,yapı ve
kullanım ruhsatı verilemeyeceği,proje için yatırıma başlanamayacağı ve ihale
edilemeyeceği yasanın ve ilgili yönetmeliklerin amir hükmüdür.
Yukarıda açıklandığı üzere
söz konusu projeye dair çed olumlu kararı iptal edilmiş olmakla, çed
yönetmeliğine tabi bir proje Çed yönetmeliğinden yoksun hale gelmiştir. Gerek
2872 sayılı yasanın 10.maddesi,gerek ilgili Çed Yönetmeliğinin 6.maddesi
kapsamında artık çed raporu bulunmayan santralin çalışmalarının derhal
durdurulması gerekmektedir.
9.7.1966 gün ve 1965/21
E-1967/7 K. Sayılı Danıştay İçtihadı Birleştirme
kararında "…iptal davasına konu olan idari bir işlem ve kararın Danıştay’ca
iptal edildiği tarihten değil, idarece verildiği andan itibaren ortadan
kalkacağı…’’ belirtilerek ‘’iptal kararlarının geriye yürürlük ilkesine’’ yer verilmiştir. Bu karar, yürütmenin durdurulması veya iptal kararı verildiği
andan itibaren,Danıştay’ın artık istikrar kazanmış ve kökleşmiş kararlarına
göre; iptali istenen tasarrufu (çed olumlu kararı) ve onun sonucu olan
işlemleri ( plan, inşaat , işletme ve tüm izin, onay ve ruhsatları) durduracağı
ve bu tasarruf ve işlemlerin tesislerinden ve icralarından önceki hukuki
durumun yürürlüğe girmesini sağlayacağı, aşikardır. ( Danıştay 3.Daire,
.3.1978,E.1978/151, K.1978/1999)
(Bkz; İdari Yargı Kararlarının Uygulanması.Turgut Candan, Danıştay Üyesi, TBB
Yayınları-İdari Yargı_Mersin Paneli Kitabı, sh.224. )
Açıklanan mevzuat ve yargı
içtihatları, diğer yandan Anayasanın 138.maddesi ve İdari Yargılama Usulü
Yasasının 28/4 maddeleri gereğince, ekli yargı kararının icaplarının yasal sınır
olan 30 günün dolması beklenmeden ve uygulama yazısının tebellüğünden itibaren
DERHAL yerine getirilmesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında
mahkeme kararının uygulanmadığı veya bu kararı etkisiz hale getirmek amacıyla
başka bir idari işlem tesis edildiği takdirde görevli ve yetkili amir ve
memurlar hakkında yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda
bulunulacağının,ayrıca kararı uygulamayan yada etkisiz kılacak işlemler tesis
eden kamu görevlileri hakkında ağır kişisel sorumlulukları nedeniyle yetkili
Asliye Hukuk Mahkemelerinde davacıların ve faaliyetten etkilenen herkesin şahsen tazminat davaları açabileceğinin,diğer yandan kararın uygulanmaması,
geciktirilmesi yada kararı etkisiz kalmasına sebep işlemler tesis eden kamu
görevlileri hakkında disiplin soruşturması açılması isteminde de bulunulacağı
ve ayrıca kararın uygulanmaması nedeniyle olası yasa dışı faaliyete ve harcamaya
göz yuman ve denetim görevini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin, meydana
gelen kamu zararından 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolu Kanununun
71.maddesi uyarınca da şahsen sorumlu olacağının bilinmesini talep ediyoruz.
Sonuç olarak açıklandığı üzere iş bu dilekçemiz ekinde bulunan mahkeme
kararının gereği olarak söz konusu Cevizlik Regülatörü ve Hes’in
faaliyetinin/çalışmalarının iş bu yazımızı tebliğ aldığınız tarihten itibaren 30
günlük süre beklenmeden DERHAL durdurulmasını, söz konusu iptal kararının konusu
olan çed olumlu kararına bağlanmış diğer izin,onay,ruhsat,teşvik yada ihale gibi
işlemlerin de iptalini,dilekçemize yasal süresi içinde cevap verilmesini
saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Osman Coşkun ve Ark.Vekili
Av.Yakup Şekip Okumuşoğlu
Orta Sok.No:5/302 Kdz.Ereğli/Zonguldak
|
Lazuri.Com - 04.02.2009 |