YIL
1922, ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ ve KURTULUŞ
YIL
1996, İŞ MAKİNALARI İLK HEDEFİNİZ
KARADENİZ
ve
YÜCE DİVAN ....?
GİRİŞ
Bu
yazı dizisinde devlete yük olmadan ve ulusal servetler korunarak
Karadenizlinin ulaşım sorununun nasıl çözülebileceğini
bulacaksınız. Ulaşım sistemleri birbirinin tamamlayıcısıdır.
Asla rakibi değildir. Birleşik taşımacılık
ulaşım planlamasının temel ilkesidir. Demiryolsuz
havaalanı ve liman düşünülemez. Ancak, son 60 yıldır
bu sistemler birbirine düşman edilmiştir. Demokratik ülkelerde
devletin 3 ergi vardır. Öncelik sırasına göre; Yasama,
Yargı ve Yürütme. Baskıcı, oligarşik ve
totaliter rejimlerde bu tam tersidir. İşte Karadeniz Kıyı
Katliam yolunda antidemokratik uygulamalar halkımıza böyle
dayatılmıştır. Nasıl mı?
Anayasamıza
(Madde 43-46 ve 56 ve diğ.) karşın doğal servetimiz
denizin boynundan kesilmesi için 1996 yılında ihale edilmiştir.
Müteahhitler ve makineler ilk hedefiniz Karadeniz dendi. Hem
de ihale kanununu 89. maddesine “.. TSK ve Emniyet Kurumlarına
alınacak silah ve malzeme alımına ....” göre
ihale edildi. Tüm uyarılara karşın anayasal suç işleyenler
8 yıl sonra yüce Divanda yargılanmaya başlandılar.
Ancak aynı suç, bugünkü yönetim tarafından da işlenmeye
devam edilmektedir. Onlar da yargılanacaklar. Nasıl mı?
İdare
Mahkemesi Kıyı katliam yolunda anayasal suç işlendiği
kararını verdi. Hükümet üst mahkemeye itiraz etti. Mahkeme
bu itirazı 3.11.2004’de reddetti. Belediye ve halk, yasal haklarını
kullanarak kıyıların katledilmesini durdurmak üzere
mühürleme yaptı. 6 kez bu mühür kırıldı. Hem
de Kaymakam ve Karayolları tarafından. Bu çağdışı
davranışa seyirci kalan bir - ikisi dışında
tüm milletvekilleri suçludur. Özellikle de Ana Muhalefet Partisi.
Çünkü “Susmak kabullenmektir.”.
Çözüm:
(1)
Sıfır yatırım maliyetiyle Hopa – İstanbul
deniz otobüsü seferleri hemen başlatılır. Böylece,
Sarp – İstanbul arasındaki Yük ve insan taşımacılığındaki
karayolunun payı, ilk seninin sonunda %40 azalacaktır.
(2)
Kıyı kıyım yolunun dörtte bir maliyetine, 2
yıl gibi kısa bir sürede hızlı tiren projesi
tamamlattırılır (Şek. 1.1). Bunun için
80 ayrı noktada Tam Ayna Delme (TBM) makinesi ile çalışmalar
hemen başlatılır. Öncelikle de kıyı katliam
yolunda işi olan yüklenicilere yer verilecektir. Hopa – İstanbul
arasında transit yolculuk 6 saate indirilebilecektir. Ekonomik
yolculuk ise 24 saatten 9 saate indirilecektir. Ulusal servete yıllık
katkı ise 2.5 milyarı aşacaktır. Başka
bir anlatımla su kaynaklarından enerjisini alacak olan
bu sistemin, 2 yıl gibi kısa bir sürede geri kazanımı
sağlanmış olacaktır. Daha da önemlisi, Sarp
– İstanbul arasındaki yük ve insan taşımacılığındaki
karayolunun payı, iki sene sonunda %40 daha azalacaktır.
Karadeniz’de turizm ve sınır ticaretinde patlama olacaktır.
Özellikle dağ – yayla – orman ve deniz turizminde %10000’lik
artışa ilk yılda ulaşılacaktır. Bu
da, sadece bölgeye değil, ulusal servetimize de yadsınılamaz
katkılar sağlayacaktır. Demiryolunun en önemli işlevlerinden
birisi de şehir atıklarının üç ayrı noktada
toplanıp geri dönüşümüne olanak sağlamasıdır.
Demiryolu yapılırken dağ-orman-yayla yolları
ve teleferik sistemleri de aşamalı olarak yaşama
geçirilecektir. Bunun için yabancı teknoloji ve bilgiye gerek
yoktur. Ancak birlikte çalışmayacağız diye de
bir katı tutum içerisinde değiliz.
(3)
Hiçbir noktada kıyıya taş atmayan kuşaklama
otoyolu öncelikle büyük yerleşim alanlarında tamamlanmak
üzere planlanıp uygulamaya konur. Böylece şehirlerarası
trafik de, pazarkentler dışında, şehre girmeden
yoluna devam eder.

Şekil
1.1. Demiryolu ve otoyol yapım maliyetleri (milyon $/km) [DPT, 2001. Ulaştırma (Demiryolu) 8. Beş Yıllık
Kalkınma Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara].
Ardeşen’de
32 milyon $’a 4 altgeçit kavşaklı kuşaklama
yolu yerine yüzlerce milyon dolar boşa, başa taşa
atılarak denizin kafası boynundan kesilmektedir. Aynı
şekilde Arhavi’de kuşaklama yolunun kıyı katliam
yoluna üstünlüğünün 234 milyon $ olmasına karşın
milyonlarca yılda oluşmuş inci koylar katledilmektedir.
Mahkeme kararlarına karşın mühürler kırılarak
katliam sürdürülmektedir. Bunların yaptığı
kıyımı, Osmanlı – Rus savaşı sonrasında
işgal kuvvetleri bile yapmadı. Onlar Sarp –Trabzon demiryolunu
yaparken denize tek taş atmadan kuşaklama yolunu da yaptılar.
Bu tür devlet yetkililerinin varlığından dolayı
geçmişimizden ve gelecek kuşaklardan özür diliyoruz.
Şek
1.2’de sunulan ve benzer binlerce ulusal servetimizin yok edilmesine
karşı can vermeye hazırız. Bilimi rehber alan
ve yukarıda üç madde olarak sıralanan ulaşım
sistemlerinin sırasıyla yaşama geçirilmesi konusunda
karşılıksız olarak; tüm bilgi, beceri ve deneyimimizi
aktarmaya söz veriyoruz. Sarp – İstanbul arasında kıyı
katliamı %10 oranında gerçekleşmiştir. Şu
andan itibaren denize tek taş atılmasına izin verilmemelidir.
10 yıl gibi kısa bir sürede katledilen koylar gerisin
geri kazanılacaktır. Bunun için Karadeniz’in dalgaları
ve akarsuları karşılıksız görev yapacaklardır
(Şek. 1.3). Böylece yasalara, insanlığa ve
doğaya karşı işlenen suçlar da son bulacaktır.
Bu anlamda, yukarıda sunulan hedefe ulaşabilmek için canımızı
ve malımızı vermeye hazır olduğumuzu bir
kez daha vurgulamak istiyoruz.
Saygılarımızla,
Van
YYÜ Eğitim – Enerji – Deprem – Ulaşım (EDU)
Ulusal Çalışma Grubu, Eğitimsen (danışman)
ve TÜMÖD Van Şubesi adına başkan, Prof.Dr. İlyas
YILMAZER

Şekil
1.2. Deniz (mavi), kum (gümüşi), orman(yeşil) ve kar;
dördü bir arada (Cihan Eren’in izniyle).

Şekil
1.3. Kıyı katliam yolunun trafiğe açılmasından
bir yıl sonraki durumu.
Konuyla
alakalı başlıklar:
|