LAZCA:
Lazca, eklemeli bir dildir. Dilbilimciler tarafından Kafkas
dilleri içinde değerlendirilir. Kafkas dilleri kendi içinde
Kuzey-Doğu Kafkas dilleri , Kuzey-Batı Kafkas dilleri,
Güney- Batı Kafkas dilleri ve Güney-Doğu Kafkas dilleri
olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır. Lazca Güney-Batı
Kafkas dil grubu içinde Megrelce, Gürcüce ve Svanca ile birlikte
yer alır.
Lazca, Megrelce, Gürcüce ve Svanca’nın temel kelime haznelerine
ve fiillerin çekimine bakıldığında,
bu dillerin aynı dil grubuna mensup oldukları anlaşılır.
Dilbilim açısından bakıldığında Lazca
ve Megrelce’nin aynı dilin (Zanca) iki farklı şivesi
olduğu ilk bakışta görülür.Lazca
ve Megrelce’nin, Zanca adı verilen antik Kolkheti'de konuşulan
dilin zaman içinde ikiye ayrılmış kolları olduğu
dilbilimciler tarafından kabul edilmektedir. Zan dilinin kelime
hazinesi, günümüzde Lazca ve Megrelcede varlığını
sürdürmektedir.
Kelime hazinesi, cümle kuruluşları, dilin fonetiği ve gramer
yapıları, Lazca ve Megrelce arasında anlaşmayı
engelleyecek düzeyde ciddi farklılıklar içermez. Lazcaya
hakim biri Megrelce’yi kolayca anlayabilmektedir. Bu iki dildeki (şive demek daha doğru) farklılıklar, kelime
düzeyinde değil
ses düzeyindedir. Lazca ve Megrelce için yapılan bu tespitler,
Lazca–Gürcüce ya da
Megrelce-Gürcüce için yapılamaz. Çünkü Gürcüce ile Zanca’nın
bu iki şivesi arasındaki fark kelime düzeyindedir. Gürcüceyi
anaç bir dil gibi göstermeye çalışan Gürcü resmi ideolojisi,
Güney-Batı
Kafkas dil grubu için (Lazca-Megrelce-Gürcüce-Svanca) “Kartveluri”
terimini kullanmayı tercih etmektedir. Gürcü terminolojisindeki
bu kullanımın yanlışlığı bilinmektedir.
Nedeni ortada: Gürcülerin siyasi kaygıları. Hiçbir bilimsel
ölçüt, Lazca ve Megrelce’nin Gürcüce’nin bir şivesi olduğu
sonucuna götürmez. Gürcücede ‘Khartveli’ (Lazlar Gürcülere Khortu
der) kelimesi Gürcüce’yi tanımlar. Hiçbir bilimsel ölçü de
bu diller arasındaki akrabalık bağını reddetmez.
Lazca,
Çoruh (Corokhi/ (Ç'oroxi) vadisiden (Batum) başlayarak Mapavreye (Çayeli)
kadar olan Güneydoğu Karadeniz sahil şeridinde; Megrelce, Rioni
nehrinin kuzey kesiminde N3xeniş3'ari'nin batısında ve Rioni'nin
ağzından başlamak üzere Oçamçire'ye kadar bütün Karadeniz kıyıları
boyunca konuşulmaktadır. Megrelce’nin Zugdidi dialekti Lazcanın
Hopa dialektine oldukça yakındır.
Laz dilinde 35 ses vardır.
Lazca’nın kendine özgü ses yapısı vardır; Lazcaya özgü
sesler şunlardır: |Ö|,
|X|, |Ü|, |Ô|,
|Û|,
|Â|
|É|,
|W|
|Q|.
(q sesi sadece, Hopa dialektinde ve Megrelce’de bulunmaktadır)
Laz
dilinde dört temel şive bulunmaktadır, bunlar Atina (Pazar),
Arkabi(Arhavi) ve Xopa(Hopa), Arthaşen (Ardeşen)
şiveleridir.
Lazca, yapı bakımından eklemeli bir dildir. Kelimelerin
önüne ve sonuna bir takım ekler getirilerek yeni kelimeler
yapılır. Yapım eki durumunda yaklaşık 50
tane önek, 80 dolayında da sonek bulunmaktadır.
ADLANDIRMANIN BAĞLI OLDUĞU ÇEŞİTLİ
YÖNLER:Yer adlarının
oluşumunda, kişilerin, hayvanların, yaşanan
bir olayın, yerin insanda bıraktığı izlenimin
belirleyici olduğu görülmektedir. Yerin biçimine, bitki örtüsüne
vb. sıkıya bağlı, somut, tarihi izdüşümleri
olan, hayatın içinden adlandırmalardır. Yerlere verilen
adlar, hayatın sıcak soluğunu taşımakta,
somut yaşama ilişkin mesajlar içermektedir.
I- YERLERİN ADLANDIRMASINDA ÇEŞİTLİ ÇIKIŞ NOKTALARI:
Lazların yaşadığı coğrafya, zengin
bitki örtüsüne, engebeli arazai yapısına, derin vadilere,
bol akar sulara sahiptir. Yer adlandırmalarında genellikle
arazinin şekli etkili olmakta; bunun yanında yerle ilgili
bir anı, su, yol, taş, ağaç, hayvan ve insan gibi
etkenler de adlandırmalarda rol oynamaktadır. Çıkış
noktası yapılan varlıklar adını verdikleri
yerde sayı bakımından ya az ya da çok fazla olduğu
için adlandırmalara
konu olmuştur. Örneğin, bu coğrafyada düzlük yerler
çok azdır. Bundan dolaydır ki, bir dönümü bile geçmeyen
küçük bir düzlük bile “zeni” ismiyle anılabilmekte; bu isim,
bir bölgeye adını verebilmektedir.
a) ZENİ(=Düzlük) demektir. Düzlüğü çıkış noktası yapan adlandırmalar: Bpçiaeni: Koç
düzü; Ciniaeni: yukarki
düzlük; Ciniepaenz:
Yukarıdaki,
üstteki düzlük; Didizeni: Büyük düzlük; Gplzaeni: Düz yayla; Gplzaenz:
Enlemesine geniş düzlük; Xtûiepaenz:
Xtûi’nin üst düzlüğü; Üzdveoeaeni:
Kadıların düzlüğü;
Üpôidiaeni: Üpôidi’nin düzlüğü;
Ntridinzaeni: Ntridinz’ nın
düzlüğü; Prpnöeaeni: Prpnöe’nin
düzlüğü;
Szrzmediaeni: Sarı
Ahmet’in düzlüğü;
Ûtrzaeni: Ûtrz‘nın
düzlüğü.
b) GAZ (=Ypl): Yolu çıkış noktası yapan adlandırmalar: Üpüpgaz: Yol ayrımı;
Cegza: İniş yolu; Msüzlegaz: Merdiven yol.
c) RUBA/WZRİ/DERE(=Dere/su): Suyu çıkış noktası
yapan adlandırmalar: Zyşenzrtbz:
Küçük Ayşe’nin
deresi; Cancuruba/ Canceruba: Canca’nın deresi; Çilzxirtbz:
Çilzxi
Deresi; Delirtbz Deli dere;
Dendeğizeni: Dendeği (Dendek?) Düzü; Derebzşi: Derebaşı; Didirtbz: Büyük Dere, büyük vadi; Kzrmzûertbz: Değirmen deresi; Üzvzrirtbz:
Hartuma
deresi;
Mtlpnzçzyi: Karaağaçlık
çayı;
Pmpûertbz:
mpûe’nin deresi; Otğzrinzşüzlz: Pınarın yanı; Ôeûrevzuirtbz: Ôeûre’nin
yaşadığı yerin deresi;
Wzôinzrtbz: Wzôinz’nın
deresi; Wzribzçxtri:
Yakan
su, yakıcı, insanda iştah açan, içme isteği
uyandıran su; Wzriğtlipkui: Suyu yan akan hafif eğimli tepe; Wzripkupni: Dönen su;
Wzripltği: St
pltğt; Wzrişüzlz: Stytn yznı; Wzriütdeli: Stytn
dibi; Wzriüznöeni: Menderes; zriôiji: Suyun zğaı;
Wzriupli: Stytn gözü,
pınar;
Özözxpnz: Çamurlu, sulu yer; Mzçxz: Şelzle. köyde ve yaylada iki yer bu adla anılmaktadır;
Mzçxzui:
Şelalenin üstü.
d) MAĞARA: Mağarayı çıkış noktası yapan adlandırmalar:
Amenzmzğzrz:
Küçük Ahmet’in
mağarası; Mtutimzğzrz:
Ayının mağarası;
Mzğzrzoeşüzlz: Mzğzrzlzrın yznı.
e)
RZÜZNİ (=Ueoe): Tepeyi çıkış noktası
yapan adlandırmalar: Öpğpnzrzüzni:
Öpğpnz Ueoesi; Gesûzrzüzni: Pleki
tepesi. (Pleki yapımında kullanılan bir taş
madeni bulunduğu ve pleki üretildiği için buraya bu isim
verilmiş.); Gzmzrzüznz:
Dışa doğur açılan tepe; Mpnéznzrzüzni
/ mtnéznzrzüzni:
Mpnéznz’nın tepesi; Rzüzniyzuzği: Tepedeki yatak yeri; Rzüznimele:
Tepenin ötesi; Ûpôzlirzüzni: Topali’nin Tepesi; Vzryzrzüzni:
Vzryz’nın ueoesi.
f) XENDEĞİ:
Hendeği
çıkış
noktası yapan adlandırmalar: Didixendeği: Büyük hendek.
g) ÇUKUR: Çtktri: Çukuru çıkış noktası yapan adlandırmalar: Çznzkyzuzği: Çznzk yatağı.
Çanak biçiminde bir düzlük olduğu için bu ismi almıştır;
Mistri:
Yem kanalı;
burası yem kanalına benzediği için bu ismi almıştır;
Dplpşüpmeri: “Ytkzrıdan aşağıya
yenmiş.” Anlamındadır. Coğrafi olarak, elma
ısırığına benzer bir yerdir;
Ûzsütri: Pu
vzdisi.
h) BAYIR:
Bayırı çıkış
noktası yapan adlandırmalar: Didimbzyiri: Büyük bayır;
Üiûpmbzyiri: Üiûp’ntn bayırı.
i) ÛPBZ(=Göl): Gölü çıkış
noktası yapan adlandırmalar: Ûpbzceutrgeri: Üstü örtülü göl; Ûpbzşüzlz: Gölün
yanı.
j) EUEĞİ: Eueği: Euek.
k) İSNİNA(=Sarp
kayalık): Sarp kayalık yerleri çıkış noktası yapan adlandırmalar:
Köyde biri
yaylada (sataple), biri köyün doğusunda olmak üzere iki tane
İsina vardır. İsina’ların Laz
toplum yaşamında dini bir anlamı da vardır.
Oxvame’ler genelde İsina’ların bulunduğu
hakim yerlere kurulurdu. Bu anlamda İslamiyet öncesinde kurulmuş
hemen her köyde bir oxvame bir de isina yer almaktadır.
İsinzçiji:
İsina’nın
dibi;
İsinz: Kayalık,
dağ, uçurumları olan yer;
İsinzrzüzni: İsinanın
tepesi;
İsinzüzôtlz: İsinz’nın
arkası;
İsinzrtbz: İsinz
deresi.
l) KVA/TAŞ:
Taşı çıkış
noktası yapan adlandırmalar: Kvzşüzlz: Taşın yanı; Kvzbtrötli: Taştan kulplu
balta. Burada hakim bir tepenin üzerinde, doğal anıt diyebileceğimiz,
kulplu baltaya benzer büyük bir taş bulunmaktadır;
Kvzbzjgi:
Çatal taş;
Kvzbzğt:
Taş
ambar; Kvzceépneri:
Dikili taş;
Kvzmçire:
Geniş
taş; Kvzmtrgi/Kvzmtrci:
Topak taş.
Taşları topak topak olduğu için bu isim verilmiş
olabilir; Kvzûzxeri: Kırık
taş; Kvznözreri:
Yazılı taş; Kvzyui:
Taşın
üstü; Üzyzltği:
Kayalık;
Kvzstleri: Kendir
gibi yolunmuş taş;
Mpğpnzkvzşüzlz:
Moğona’daki
taşın yanı; Ûzşiueği:
Taş etek;
m) OLUĞİ(=kuru
dere yatağı, küçük vadi): Kuru dere yatağını
çıkış noktası yapan adlandırmalar: Evrepltği: Evre’nin oluğu; Ütlepltği: Kısa ? oluk.
n) WTNGİ(=sivri taş): Sivri
taşı çıkış noktası yapan adlandırmalar: Hzyuzwtngi:
Hayta’nın
sivri taşı.
[Devamı»]
[1]
[2] [3]
[4]
|