FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Kanser Kader Değil / Paluri Arzu Kal / Lazuri.Com
 

"Kanser" Kader Değil...


Paluri Arzu Kal

Kanser ile ilgili hastalara yol göstermek, hastalıkla ilgili araştırmaları desteklemek, doktorların hastalıkla ilgili eğitimine yardımcı olmak için 1947 yılında Ankara'da Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu adında bir dernek kurulur. Dernek erken teşhis ve tedavi konularında halkı uyarmayı ve bilgi vermeyi görev edinir. Kurum 1952 yılından beri Türk Kanser Haberleri adında bir dergi çıkarıyor ve dergiyi isteyenlere ücretsiz olarak ulaştırıyor.

1956 yılında Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu'nun önerisi ile Nisan ayının ilk haftası ülkemizde Kanser Savaş Haftası olarak kabul edildi. Yine aynı kurumun girişimiyle ilk kanser hastanesi, 1956 yılında Ankara'da açıldı.

Kanser hücreleriyle (pembe), lenfositlerin (sarı) savaşı.Kanser, canlıların yapı taşı olan bir hücre hastalığı, hücrenin olağandışı bölünüp çoğalmasıdır. Kanserli hastalarda hücre, canlının zararına çoğalır. Organların işlevlerini yapmalarını engeller.

Öldürücü olması ve sık görülmesi bakımından kanser hastalığı dünyanın en önemli sağlık sorunudur. Kanserle savaşmak ve bunda başarı sağlayabilmek için halk bilinçlendirilmeli ve erken teşhisin önemi vurgulanmalıdır. Ancak daha önemlisi devletin özellikle Çernobil sonrasında ciddi bir artışla kanser hastalığı ile çarpışan Karadeniz'de ücretsiz sağlık taraması yapması ve bu konuda gereken hassasiyeti göstermesidir. Bunun için 21 yıllık bir gecikme söz konusudur.

Çernobil faciasının hemen ertesinde bu bilinçle hareket edilerek sağlık taramalarıyla kanseri erken yakalamaya çalışmak yerine televizyonlarda çay içmek ve "bakın ben içiyorum, siz de için" diyerek halkla alay etmek ve onları kandırmak tercih edildi maalesef. Avrupalı yaşıtlarının mamaları imha edilirken ülkemizdeki çocuklar önce toprak altına bilinçsizce gömülen sonra da bir kısmı çalınıp piyasaya sürülen çaylarla kahvaltılarını ettiler. Toprak altında kalan radyasyonlu çaylar ise radyasyonu önce toprağa ve suya sonra da bitkilere, hayvanlara ve insanlara geçirdiler…

Dünyada 20 milyonu aşkın kanserli hasta bulunurken, her yıl 10 milyon kişinin kansere yakalandığı, 2003 yılında 6 milyon kişinin kanserden öldüğü, 2020 yılında bu rakamın 10 milyona ulaşmasının beklendiği bir tablo var önümüzde. Dünyada her 100 bin kişiden 150-300'ünün, Türkiye'de ise her yıl 150 bin kişinin kansere yakalandığı unutulmamalıdır.

Çernobil felaketinin üzerinden 21 yıl geçmiş olmasına rağmen henüz yeni yeni Karadeniz Bölgesi'nde kanser konusunda tarama çalışmaları ve araştırılmalara başlanması ne kadar geç kalındığını gözler önüne sermektedir.

Sağlık Bakanlığı'nın Karadeniz'de kanser vakalarının Çernobil kaynaklı olmadığını, asıl etkenin sigara olduğunu açıklaması ve ardından da 2012 yılına kadar öncelikle Sinop'ta olmak üzere 3 adet nükleer santralin yapılmasının gündemde olması bu projeleri istedikleri gibi tesis etme noktasında altyapı hazırlama telaşından başka bir şey değildir. Bütün dünya nükleer enerjiden uzak durmaya çalışırken ülkemizde tam tersi bir hızla nükleer enerji şirin gösterilmeye çalışılmaktadır.

Öncelerde kimsenin üzerinde fazla düşünmediği bu hastalık artık her yerde karşımızda. Her evde kanser hastası var ve bu sayı gittikçe artmakta. Halk çaresiz. Yetkililer çözüm yerine sorumlu olmadıklarını ispatlama çabasındalar sadece. Kayıtlar düzenli tutulmadığından veriler karşılaştırılamıyor ve artışın sebebi resmi olarak açıklanamıyor. Ama gözle görülebilecek kadar açık ve ortada her şey. Üzerini örtmeye çalışmak ve yok saymak çare değil, çözüm de…

Sağlık taraması yapılmalı. Hastane, doktor, teknik donanım yetersiz. Yörede çoktan bir onkoloji hastanesi kurulmalıydı. Yeni Çernobil'ler yeni ölümler olmasın, çocuklarımıza sağlıklı bir çevrede yaşama olanağı tanıyabilelim. Çok şey mi istiyoruz?

Ateş düştüğü yeri yakıyor. Yaşamadan bu acıyı, o kadar uzak bir kavram ki, anlayabilmek imkansız. Evinizden bir "Can" çıkmadan kimsenin çığlığını yeterince duyamıyorsunuz, feryatlar göğe çıksa da… Bizler bunu öyle sarsıcı bir şekilde yaşadık ki. İçimiz yanınca anladık ne demek olduğunu. Ama en korkutucu olanı, Çernobil'in etkilerinin ilerleyen yıllarda daha fazla gün yüzüne çıkacağı. Ve hâlâ yeterince bilinçli ve duyarlı değiliz.

Hiç değilse kanser haftasında her platformda hastalıkla ilgili bilgi verilmeli ve erken teşhisin önemi vurgulanmalıdır. Kanserle ilgili en küçük bir kuşkuda doktora başvurmak gerektiği unutulmamalıdır.

"Kanser" kader değil…

Lazuri.com / 01.04.2007

  Paluri Arzu Kal

    Mutfaklardan Taşan Öyküler
    Opordace Teona...
    Erdal Bayrakoglu (Söylesi)
    Gzamsinepe Süala Lazona
    Elestiri mi Haset mi?
    Yemek Kültürü Yaşayan Bir Kültürün Ölmesi Mümkün Değildir...
    Karadeniz'e Kavuşmak Eve Kavuşmaktı
    "Kanser" Kader Değil...
    Genç Yetenekler Umut Veriyor(Röp: Oktay Üst)
    Nananena Ndğa
    Kolhis Tasarımları!
    İsim hakkında yapılması gerekenler ve dilekçe örneği
    Mahkeme Kararıyla Lazca İsim
    Ve sonunda HAYDE...
    Lazuri yoxope – Lazca isimler(derleme)
    Angepe, Mutfak Eşyaları
    Nozitape-Atasözleri(derleme)
    Eski eşyalar
    Lazonada bir bayram
    Hey Gidi Karadeniz



..

HORON & TULUM
Horon ve Tulum Kursu

Lazca Kurs
Lazuri Doviguram

KAZIM KOYUNCU (DVD)
Sarkilarla Geçtim Aranizdan - Kazim Için Bir Film

KARAKUTU

   

 
Copyright © 2002-2020 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.