FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Didinana / 4.Blm. Muxudoni Avlusu / Yazı Dizisi: Selma Koçiva ( Lazuri.Com )

Muxudoni Avlusu

Kapıda durup bir süre etrafı gözetledim. Muneveri Xala’nın mezra evinın kapısıydı. Muxudoni’ye bir kaç aylığına çalışmaya gelirlerdi ailece. İstanbul’a dönmeden Muneveri Xalamı ve kuzenlerimi görecektim. Evde yoklardı. İlerki tepenin altındaki bahçelerdedir diye düşündüm. Avluda duran iskemleye iliştim. Muxudoni’ye çocukluğumda çok gelirdim. Halamın kızı Şerifena ile birlikte sabahlara kadar otururduk. Evin yarısı amcası Fevzi Dayılarındı. Bir kapı vardı arada.Akşam herkes uyur biz Fevzi Dayının çocuklarınıda yanımıza katarak periler misali oynardık. Tahtalara vurup müzik yapar horon oynardık. Arada bir Muneveri Xala kapıda belirir,avazı çıktığı kadar bağırırdı bize... Oysa Muxudoni ‘de geceler uzun olurdu. Ve gözümüze birazcık olsun uyku girmezdi. En çok da Şerifena’nın Didinanası bize bağırırdı. Sesini duyuramayınca ucu kıvrık bastonuyla tahtalara vururdu..

Kaç saat beklediğimi bilmiyorum. Akşam üstüydü. Bir ara sesler duyuldu evin arkasından. Muneveri xala bir yük dolusu ot sırtında belirdi. Hasretle kucakladı beni. Sevgidolu lazca sözcükler döküldü dilinden. Arkasından Şerifena ve diğer çocuklar geldi.. İlyas henüz inekleri otlaktan getirmemişti.Yükleri indirip bir soluk aldılar. Şerifenayı boyca aşmıştım. Şeker hastası olan kuzenimin yanında kentli zengin çocukları gibi duruyordum.

Akşam üzeri Muneveri Xala yemek işine koyuldu. Bizde Şerifena ile sohbete daldık. ’Burada kalsan olmazmı?’ diyordu. Bir an bana çocukluğumuzda tuttuğumuz map’azuleleri (ateşböceklerini) hatırlattı. ’En çok sen kovalardın ateşböceklerini ‘ diye takıldı bana. Yolun kenarında duran çıt aynısıydı hala. Yıllanmıştı. Bu çitlerin dibinde gelin kaynana oyunlarını oynar saçımızı başımızı yolardık. Birde Şerifena’nin eksalefesi Hacer katıldımı aramıza, Muxudoni köyün  en güzel mezrası olurdu. Okulumuz ayrıydı Şerifena ile. O Xokvati ilkokuluna ben Xalikana ilkokuluna giderdik. Yanlız Hacer Xalikana ‘ya gelirdi. Hemde Muxudoni’den yürüyerek...

Muxudoni yolu üzerinde bir köprü vardı. Köprü başındaki orman Didinana’nın koruluğuydu. Bir gün dusxu(ıhlamur) toplarken Didinana ağaçtan düşüp bayılmıştı. İlkokul çocuğuydum. Yanımızda başka kimse yoktu. O kadar çok korkmuştumki.. Bir süre sonra ayılıp kalkmıştı. Dere suyuyla yüzünü yıkayıp ’korktunmu’ diye sormuştu. Her Muxudoniye gidişimde Didinana’nın bayılmasını hatırlarım. Aynı ürperme içimde belirir.

Akşam yemeğinde lahana ezmesi vardı, her zamanki gibi. Muneveri Xala laz yemeklerini sevgiyle pişirmiş olacak çok güzel yapardı. En tanınmış yemeği pancari(pazı kavurma) idi. Acılı turşusu eksik olmazdı. Çoluk çocuk doluştuk sininin etrafına. Küpten meyaperi (kaymak) de çıkarmıştı. Uzak ülkeler beni çekerken düşünceliydim, en çok laz yemeklerini arayacağım.

Muneveri Xala da Almanya yolculuğuna sıcak bakmıyor. Babama kızıyorlar beni yanlız başına gönderiyor diye. Birde öğrenci olaylarını düşünüyorlar. Bana bir şey demiyorlar ama içten içe beni fazlasıyla haylaz buluyorlar.

O akşam son kez Muxudoni’de geceledim. Bir daha gelene kadar kim bilir kaç yıl geçer, ve bu ev ayakta kalabilirmi diye düşündüm. Şerifena ile son kez geceledim Muxudoni’de. Sabaha karşı uyumuşuz. Çocuklaştık iki kuzen. ’Eça beroba şk’uni’ ( ah gidi çocukluğumuz).Muxudoni’den ayrılmak ayrı bir aci verdi bana. Bu mezrada Didinan’nın evi yoktu. Ama Muneveri xala’nın evi bizim evimiz sayılırdı.

Ertesi gün Muxudoni’den hızla indim. Muxudoniruba’ dan geçerken Didinana’nın düştüğü dusxuyu aradım. Bir süre ara verdim yürümeğe. Dereye indim, ellerimle dokundum suya. Sonbahar havasında soğuktu. Taşlara çarpa çarapa inen suya daldı gözlerim. Bir an Almanya’ya gitmekten vaz geçmek istedim. Didinana’nın yanında kalmalıyım dedim. Yine uzaklar çekiyordu beni. Okumalıydım. Üniversitelerimiz kapalıyken bu ancak yurt dışında mümkün olabilirdi. Babama hem minnettardım beni gönderiyor diye, hemde içten içe kızıyordum’. Keşke göndermeselerdi beni ‘diyordum. Birinin gitmemi engellemesini istiyordum.

Nez’epeşk’alayı geçerken bir mola verdim. Bayramların şenliğe dönüştüğü bir alandı. Öyle alan dediğime bakmayın, avuç içi kaadar biryerdi. Xalik’ana okulu hala çocuklarını yetiştiriyordu.

Eve giderken içimde birşeylerin koptuğunu hissettim. Muxudoni geçmişe ait bir mekandı artık. Kim bilir bir daha ne zaman ayak basarım...

Mayıs 2000, Almanya

Selma Koçiva
E-Mail: kocivasel@lazuri.com


DİDİNANA LAZURİ

1. Çoyişa eşkolva
2. Meci(Noderi)
3. Merkez çoyi
4. Muxudoni avla
5. Ocaşi gzalepe
6. Nuri ôaôu
7. Faiüi çilişi bgara
8. Nezire xalaşi avla
9. Pasaporti eçopuşa...
10. Memeûi
11. Cenaze Oxori
12. Dayişi Atolye
13. Öepitasi çili
14. Pekmezi Tava
15. Sadiüi Dayişi Oxori
16. Cabiri Dayişi Oxori
17. Hafize Xala
18. Bayrami
19. Oüoxunaşe
20. Didinana Mebaşkum

DİDİNANA TÜRKÇE

1. Köye yolculuk
2. İmece
3. Merkez köy
4. Muxudoni avlusu
5. Oca yolunda
6. Nuri dede
7. Faik'in eşi'nin ağıt ...
8. Nezire hala...
9. Pasaport almaya ....
10. Mehmet
11. Cenaze Evi
12. Dayımın Atölyesi
13. Çepitasinin Karısı
14. Pekmez Tavası
15. Sadık Dayının Evi
16. Cabir Dayının Evi
17. Hafize Hala
18. Bayram Şenliği
19. Kızlar Toplantısı
20. Didinana'dan Ayrılıyorum

   

 
Copyright © 2002-2024 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.