
Mehmet
Pasaportu
aldığım köye döndüğüm günlerdi.Bir rüyada son
yılları yeniden yaşadım. Rüyamda Memetle Orhangazi
Lisesinden çıkıp tren yoluna bakarak ilerliyoruz.İki
insan önümüze geçiyor. Birini okuldan hatırlıyorum.ikimizide
kurşuna tutuyor.Yerlere seriliyoruz kan gölü oluyor tren yolu.Etraftan
öğrenciler koşuyorlar.Bir Hopalı kız arkadaşim
bizi taksiye atıp hastaneye götürüyor.Hastane kabul etmiyor
bir diğer hastaneye gidiyoruz.Yolda Memet beni suçluyor.Sen
sebep oldun bu olaya diye.Tartışamıyoruz .Sonra ağlayıp
ilk kez ona sevdiğimi söylüyorum.Ona anonym bir mektup yazıp
onu meraklandırmıştım.Birkaç ay önce. O yaralı
halimizle ilk kez kendimi ele vermiştim.
Memet
ağladı. Hiç ağlarmıydı o laz çocuğu.Öyle
sert ve mert duruyorduki okulumuzda.Sonra hastane kapısında
ayırırlar bizi.Beni bir odaya onu başka bir odaya
alıyorlar.Bir süre sonra Memetin öldüğünü duyuyorum.Hopalı
kız arkadaşımı polisler götürüyor.Beni unutuyorlar
bir odada.
Uyandığımda
Nana nın odası köşkteyim.Yatak ıslanacak kadar
terledim.Rüyamı hatrlıyordum.Gerçek olanla rüyayı
ayıklamaya çalışıp kafamı toparladım.Gerçekte
vurulan Memetti.Ben olayda yara bile almadım.Hastaneye onu
götüren Hopalı kız arkadaşımla bendim.polisin
gözaltına aldığı da bendim.Oysa Memete yaralı
haliyle onu sevdiğimi söylediğimde çok geç olmuştu.Ağır
yaralıydı.Eline adımı yazmıştı
‘Bese’Sonra benden şuphelenme diye ağladım . Adımı
elinden sildi.Ne anlama geliyrdu eline adımı yazması.Elindeki
yazıyı silerek bana inandiğını mı
anlattı.Bana inanmişmiydı suçsuz olduğuma inanmişmıydı.
Bundan
sonrası için bir toplumsal barış mücadelesi verecektim.İnsan
hakları mücadelesi olacaktı bu mücadelenin adı.Rüyamdaki
gibi onunla vurulmayı çok isterdim.O bir Laz çocuğuydu.Benim
toprağımın insanı.Her milliyetten çocuklar arasında
birbirimiyi çekmiştik.Ve o kurşunlar ne adına atılırsa
atılsın yanlış bir hedefi buldular.Sevgiyi vurdular
umudu boğdular.İnsanca olan her şeyi yok ettiler.Memet
yanlışlıkla solcular tarafından vuruldu.Onlar
devrimci olamazlardı.Sosyalizmi böyle bilmedik böyle öğretmedi
büyüklerümiz. Direncin biçimi bu mu olmalıydı.
Yatakta
düşünürken etrafımda döndüm.Memeti alıpta Xalik’anaya
gelemedim.Ona çocukken oynadığım yolları tepeleri
yaylaları gösteremedim.Oysa onuda bu coğrafyadan alıp
götürmüşlerdi.Şimdi İstanbulda yatıyordu.Mezarına
gidemedim hiç buna yüreğim dayanamazdı herhalde.Ama bir
gün mutlaka birgün mezar başına başımı
yaslayıp ağlayacağım.
Didinana
erken kalkmıştı.Sesi odanın kapısına
dayanıyordu.Ah gidi çocukluğum hiç yaşayamadığım
gençliğim.Didinana Memetin ölümünü hiç sormadı.Yüreğimdeki
acıyı deşmek istemez bir hali vardı.Oysa ben
boynuna atlayıp ağlamak isterdim.Yaşadığım
olayların birde Lazcasını anlatmak isterdim.Olmadı.Didinana
ile gönül işlerini konuşamazdım.Yanlızca keskin
bakışları değildi beni engelleyen.Kadınca
duruşu yaşama meydan okur hali beni uslu bir gençkız
yapıyordu.Memet konusunda da rüyamı ona anlatamadım.İçimde
acısı kaldı tüm günler.Köyümü o coğrafyayı
birde Memetin gözüyle gördüm.Yaşama doyamadan toprağa
karışmıştı.Bundan sonraki yaşamımda
bir gölge gibi beni izleyecek bir olaydı yaşadığım.Ah
gidi gençlik.Her şey yarım kalmıştı.Sohbet
sevgi tutku.Lazlık.Şimdi yarım elmaydım ben.Yarısını
suda yitiren bir kızdım.Didinana gibi güçlü olmayı
çok isterdim.Didinana 7 yıl gurbetten dönmeyen kocasını
beklemiş.Herkes evine git kocan dönmeyecek dermiş.Adına
türküler yakmışlar.Gitmemiş baba evine.Evinde duman
tütmeli sevdiğim erkeğin demiş.Ne kadındı
şu Didinana.Onun gibi yaşama meydan okumayı isterdim.Ağıtlar
yakıp Xalik’ananın her tepesine sesimi bırakmayı
nasıl isterdim.Olmuyordu Memete yakacak bir ağıtım
bile yoktu.Yas tutmamayı öğrenmiştim. Yasını
tutmayacaktım . Memet için okuyacaktım.Bir gün geriye
dönüp baktığımda onun için neler yaptım diye
bir hesap tutacaktım.
Buralardan
gitmem önemliydi.Xalik’anada kalamazdım okul yoktu çünkü.İstanbula
sığamazdım.Orada Memet yatıyordu.Gidip uzakları
mesken edinmeliydim.Yaşama yeniden başlayarak.Suya düşen
çiçekler için birşeyler yapmalıydım.Biz 78 liler
biraz gariptik. Kalıcı şeyler yapamadık. Ama
biz 78 liler ruhunu yaratmıştık.Biz birbirimize benzer
olduk.Bu uzun yıllar böyle devam edecek.O yğzden Memeti
unutamıyorum.Oda ortada duran bir 78 li idi.Biz sağda
ve solda örgütlenirken birde hesaba katmadiğimız halkın
çocukları vardı.Ortada duruyorlardı.Bizi anlamaya
çalışıyorlardı.
Tüm
bunları Didinana ile paylaşamazdım.O Laz kadınıydı.
Beni İstanbullu yapmaya çalışıyorlardı.Didinana
kendine çektikçe birileri beni ondan uzaklaştırıyordu.Bu
eğitimle yapılırdı okulla kitapla . Didinana
nın kitabı okulu yoktu.Sadece atadan kalan dili Lazca
ve Atasözleri, öyküleri vardı.Acaba hangisi ağır
basacaktı. Kökümde duran damarmı yapraklarımda açan
çiçeklermi,bilemiyordum.Didinanayı köklü bir çınar gibi
yanımda buluyordum her nefes. Dallarım tüm evrene uzanan
özgür bir ağacın dallarıydı. Yapraklarımı
teker teker toplamaya kalktılar . Ama çiçeklerimi solduramayacaklar.
Şubat
2001
Selma
Koçiva
E-Mail: kocivasel@lazuri.com
|