Didinana´dan Ayrılıyorum
Sabah erkenden kalktım. Eşyalarımı bavula yerleştirdim. Bugün Didinana´dan ayrılacaktım. Evde bakındım, göremedim kendisini. Ahıra inmişti, süt dolu bakraç elinde geliyordu. Sütü ısıtıp mısır ekmeğini kırdı içine..
Sonra sessizliği bozup “dedene selam söyle” dedi. Dedemi hatırladığını pek bilmezdim. Dedem hep istanbul´daydı. Didinana kimsesiz geçirdi günlerini köyde..
Evden çıkıp Cabiri Dayı´nın evine doğru gittim. Onlarla vedalaşıp geldim. Didinana´nın dizlerinin dibine oturdum. İhtiyar kadının gözlerinin içine bakamıyordum. Gözyaşları süzülecek diye korkuyordum.
Evi topladı. İşyaparken kullandığı ipi beline bağladı . “Hayde” dedi.
Giderken ayaklarımı geriye çekiyorlardı. Arkadaşlarımı ve burda geçen günleri düşündüm. Heva Xala avludaydı. Boynuna sarıldım ve sesizce uzaklaştım. Yolun üzerinde gelini Melayeti´yi gördük. Bizi görünce ağlamaya başladı. Didinana bağırdı “Ölüme gitmiyor yine gelecek” dedi.
Henife Xala´nın evini geçerken artık geri dönüşün olmayacağını anlamıştım. Didinana´yı bulacak mıydım buralarda. Siyah gözlerine bakacak mıydım. Gidiyordum da neler başıma gelecek bilmiyordum.
Nezepeşüala´yı geçerken burada kutlanan bayramları düşündüm. Yüreğim kabardı. “Kızları özleyeceğim” dedim. Didinana sessizce önümde yürüyordu. Ben de kuzu gibi peşinden gidiyordum.
Değirmenin orda birilerine rastladık. Uzaktan selam verdik. Omjore köylüleri olmalıydı. Geçip gittik aşağı doğru.
Köprübaşını görünce gözlerim yaşardı.
Burda ayrılacaktım Didinana´dan. Köprübaşı, Merkez Köy ile bizim mahallenin yollarının kesiştiği yerdi. Jeep gelince Didinana ağlamaya başladı. Sesini hiçbir zaman unutmayacağım. Gözyaşları boynuna doldu. Ellerimi bırakmıyordu. Gözleri ile “gitme” diyordu.
Gidiyordum. Büyük okulların olduğu şehirlere doğru. Didinana´yı ağlayarak bırakıyordum.
Bir daha gelince bulabilecek miydim. Didinana´nın ocağı tütecek mi?
Bilmiyorum…
Son
Selma Koçiva - Aralık 2005