FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Didinana / 12.Blm. Dayimin Atölyesi / Yazý Dizisi: Selma Koçiva ( Lazuri.Com )

Dayımın Atölyesi

Bu gün Dayımlara gideceğim. P’ap’u ile Nandidi hâlâ ocadalar. Dayımın oğlu İstanbula dönmüştü. Bende gönül rahatlığı ile Dayımı ziyaret edecektim. Seferi avlayı geçerken yoruldum, yol hafif meyilliydi. Kimsecikler yoktu Seferi Avlada . Rakaniyi geçerken mezarlığa takıldı gözüm. Sülalenin mezarlığı rakaninin altında kalıyordu. Orada babamın babaannesi Nandidi de yatıyordu.

Kızkardeşim Nebi de orada yatıyordu. Nebinin mezarlığı kaybolmuştu. Oysa gidip mezarına bir demet çiçek koymayı nekadar isterdim. Nebi, Hani nin ikiziydi. Haniyi büyüttükde Nebiyi altıncı ayında yitirdik. Ateşli bir hastalık sonunda Didinana nın hatası yüzünden ölmüştü. Didinana annemi doktora göndermemişti. Masraftan mı kaçınmıştı? Sonuçta Nebiyi yitirdik. Onun ölümü çocukluğumda büyük yaraydı. İkizleri kızkardeşim Luu ile paylaşmıştık. Hani benimkisiydi. Nebi onunkisiydi. Luu cenazede neden benimkisi öldü diye ağlamıştı. Benim için ikizlerin ikiside birdi.

Rakaniyi geçerken yüreğim kabardı. Bir mezar taşı bile yoktu kızkardeşimin.

Dayımın evine varınca avluda birilerini gördüm. Merkezköyeden gelmişlerdi Dayımla konuşmağa. Dayım tabanca tamir atölyesini evin bir odasına kurmuştu. Laz yapımı tabancaların belli ustalarından biriydi. Bir zamanlar atölyesi orman içindeydi. Jandarma silah yapımını kontrol ediyordu. Şimdi köyde çalışıyordu.

Çocukken yaptığım gibi odasına girdim. Eğe ile yontup demire şekil verirdi. Odanın içi demir ve pas kokuyordu. Bir yerde körük dediği alet duruyordu  ve boy boy eğeler..

Dayım mükemmel bir insandır. Onu en çok horon oynarken seyretmeyi sevrdim. Horon oynarken lazca komutlar verirken birde düğünlerde silah atarken.. Çocukluğumda dayımın kızı olmak isterdim hep. Babam gurbetteydi onu tanımıyordum. Dayım yakınımızdaydı. Bende dayımın kızıolsaydım diye hayal kurardım. Nusa sessiz bir kadındı. Dayıma göre hırçın bir kadın olmalıydı.Yok o kendi halindeydi.

Çocuklar avluda oynuyorlardı.Yaşıtım çocukları yoktu. Oğlu bile benden çok küçüktü. Bir süre bağuyu izledim. P’ap’unun arı kovanları burada kurulu olurdu. Balı hiç eksik olmazdı p’ap’unun. Fazlada yiyemezdik, tutardı bal.

Dayımın yakınında olmak güzel bir duyguydu. Yalnız büyük dayımın oğluyla sözü bozmamdan kırgındı biraz. Dayım beni evinde gelin görmek istemişti.

Sonra Heva Xala geldi yanımıza. Heva Xala p’ap’unun yeğeniydi. Dayımın oğlunun da anneanesiydi. Seferbirlik dedikleri Rus işgalinde 7 yaşındaymış. Samsun bafraya kadar yürüyerek gitmişler. Orada kargaşa anında bir yeğenini canlı canlı kaybetmiş. Bizede bu savaş anılarını teker teker anlatırdı Heva Xala. Oda sözü bozmama pek birşey demedi. Yalnız bana ‘Bese hanım ‘ deyip beni iğneliyordu. Heva xala bu avlunun semboluydu. Onun yavaş adımlara dolaştığı bu avluda bir sıcaklık vardı.

Karşı tarafta ’bayiri’ dedikleri tepe görünüyordu. Eskiden o tepeye yerleşmişler, sonra bulundukları yerde ocak yeri açmışlar.Annem tarafı sülale fazla kalabalık değil. Bir kısmı da başka köylere yerleşmişler.

Annemin bir amcası İstanbuldan dönmemiş. İstanbul boğazında boğulup öldüğü söylenir. Dayım adını amcasından alırmış. Mamudina mustafa derlermiş annemin amcasına..

Anlatılan öyküye göre karısını hiç sevmemiş. Gurbete giderken karısı arkasından beddua etmiş. Bunun sonucu köye bir daha dönememiş. Mamudina mustafa çok yakışıklı bir adammış zamanında. Köyün bütün kızları onun peşindeymiş. Bir keresinde Merkezköyde bir xalanın yanına uğramıştık. Beni görünce başladı ağlamaya yaşlı kadın. ’Bu kız Mamudina Mustafaya benziyor’ demişti.

Hiç resmi yoktu dayımın amcasının, simasi bana da mı yansımıştı.

Annem tarafı ailemiz daha köklüydü. P’ap’u dini yönden güçlü bilge bir insandı. Onun bilgeliği dayımada yansıyordu. ’Dixa’ denilen yer adı eski kilise malikanelerini andırırdı. Köydeki ‘Dixa’ p’ap’unun toprağıydı. P’ap’unun ocağı köklü bir geleneğe sahipti.istixareye yatardı p’ap’u. Rüyasında tahlil yapar insanlara yardımcı olurdu.Yalnız benimle ilgili bir hatası olmuştu. Büyük dayımın oğluna beşik kertmesi ile sözlemişti beni. Sözü bozunca bir yandan da p’ap’unun bedduasından korkar olmuştum. Memet vurulduğunda benim de başım derde düştüğünde Dayımda gelmışti İstanbula. Dayıma ‘ Dedem bedduaetti ‘ demiştim. Dayım beni teselli etti öyle düşünmememi söyledi .Ona inanabilirmiydim p’ap’unun bedduası bir yaşam boyu bana gölge olacakmıydı? Batıl inançlarım yoktu ama P’ap’udaki gizemli güce inanırdım. İtikatı kuvvetli derlerdi onun için. P’ap’unun istediği olsaydı ben uzaklara gitmeseydim.

Hayır ben kendi yoluma gidecektim. Akraba evliliğine karşıydım.

Dayımı izlerken neler gelmiyorduki aklıma Didinana beni erken erken getirirdi dayımlara. Fazla kalmaz bir gece konaklar dönerdi. Yinede dayımın evini çok severdim. Bir anne sıcaklığı buluyordum bu evde. Oysa çocuklar hep baba tarafına düşkün olurlardı Ben ayırım yapmadan her iki ocağıda seviyordum...

 

Selma Koçiva (Mart 2001)


DİDİNANA LAZURİ

1. Çoyişa eşkolva
2. Meci(Noderi)
3. Merkez çoyi
4. Muxudoni avla
5. Ocaşi gzalepe
6. Nuri ôaôu
7. Faiüi çilişi bgara
8. Nezire xalaşi avla
9. Pasaporti eçopuşa...
10. Memeûi
11. Cenaze Oxori
12. Dayişi Atolye
13. Öepitasi çili
14. Pekmezi Tava
15. Sadiüi Dayişi Oxori
16. Cabiri Dayişi Oxori
17. Hafize Xala
18. Bayrami
19. Oüoxunaşe
20. Didinana Mebaşkum

DİDİNANA TÜRKÇE

1. Köye yolculuk
2. İmece
3. Merkez köy
4. Muxudoni avlusu
5. Oca yolunda
6. Nuri dede
7. Faik'in eşi'nin ağıt ...
8. Nezire hala...
9. Pasaport almaya ....
10. Mehmet
11. Cenaze Evi
12. Dayımın Atölyesi
13. Çepitasinin Karısı
14. Pekmez Tavası
15. Sadık Dayının Evi
16. Cabir Dayının Evi
17. Hafize Hala
18. Bayram Şenliği
19. Kızlar Toplantısı
20. Didinana'dan Ayrılıyorum

   

 
Copyright © 2002-2024 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.