Erkan
Hocanın cenaze evi
Sabire
Xalayla Ardeşene inmiştik.
Onu öz teyzem gibi severdim. Gençliğinde çok güzel bir
kadın olduğu söylenirdi. İlk
evliliğinden eşini
kaybedince iki çocuğunu baba tarafına bırakıp çıkmak zorunda kalmıştı.Ne
acılar yaşamıştı Sabire Xala.Bir kızı
bir de oğlu vardı ilk eşinden. Çocuklarını uzun yıllar görememişti.
Sonra
Xasan Efendi ile evlenip Merkez köye gelin gitmişti. Sonra
üç çocuğu daha doğmuştu...
Ardeşende
gecelediğimiz ev Erkan Hocanın eviydi. Yeni vurulmuştu
Erkan Hoca. Henüz bir hafta olmuştu cenazesini kaldırdıkları.
Yas dolu bir eve misafir olduk. Evin büyüğü Erkan Hocanın
dedesiydi. Yüzünde acı okunuyordu yaşlı adamın.
Evin tam ortasında bir panoda kocaman bir resim vardı.
Erkan Hocanın gülümseyen resmi. Kardeşleri de devrimciydi
Erkan Hocanın.İki erkek bir de kız kardeşi vardı.
Bir
ara yukardaki katta bir
odada oturup sohbet ettik. Devrimci olduğumu duymuşlardı.
Beni öğrenci hareketi ile ilgili soru yağmuruna tuttular.
İstanbulu ve eylemlilikleri anlattım. Onlarda bana Lazona
daki güçler dengesinden söz ettiler. Sahil kasabaları Ardeşen,
Pazar, vi3e, Arhavi ve Hopada devrimciler örgütlüydü. Köylerde gerici
güçler vardı. Sağcı gençler köylerden zor iniyorlarmış.
Sonuçta
Erkan Hoca sağcılar tarafından vurulmuştu. Ardeşende
bir ara veliler Lise karışınca Liseyi basmışlar.
Ortalık karışıktı. Anlatılanları
ilgiyle dinledim. Bir an Ardeşen Lisesinde Laz gençleri arasında
olmadığıma içerledim. Niye böyle uzak düşmüştüm
toprağımdan.
Sabire
Xala evin büyükleri ile sohbeti
ilerletmiş konuşmaya devam ediyordu. Ben de ilk kez karşılaştığım
lay devrimcilerini tanımağa çalışıyordum.
Erkan Hocanın kız kardeşi benimle
ilgilendi Oda devrimci bir laz kızıydı. Adresini
alıp çantama koydum. Ona yazacaktım. Oda benim Almanyada
yanında kalacağım teyzemin adresini almıştı.
Benim kuzenlerim daha çok gericiydiler İlk kez Ardeşende
bir laz evinde devrimci gençlerle karşılaşıyordum.
Gençler
benimle ilgilendiler. Daha sonra Didinana ile buluştuk. Çarşıda
alışveriş yaptık. Eve eksikleri aldık.
Köye çıkarken bir heycan vardı içimde. Benim düşüncelerim buraya
kadar ulaşmıştı. Bu beklemediğim bir durumdu.
Bu konuyu kimse ile paylaşamadım. Arada Didinana nın
lafları düşüncelerimi bölüyordu. Eve vardığımızda
ikimizde yorgunduk.
Didinana
bir tepsi mısır ekmeği attı sobaya. Heva Xaladan
ateşi alıp sobayı yakması fazla sürmedi. Tağaneri
de yaptı. Yemek sonrası bir sessizlik çöktü eve. Bizim
köyde bir tek Amedi Osmani vardı sol görüşlü. Ona Emekçinin
kasetini dinletmiştim. Diğer gençlere ulaşamamışı
bizim düşüncelerimiz.
Ama
Ardeşendeki gençleri sevmiştim. Burada kalsaydık
ailece yani Ardeşende liseye gidebilseydim aralarında
olacaktım. Kayıp ettiğim bir şey olmayacaktı.
Niye istanbula göçmüştük ki. Anlayamıyordum. Didinanayı
burada bir başına bırakıp gitmek kimin fikriydi.
P’ap’u şehirleri seviyordu. Çocuklarınıda peşinden
sürüklemişti. Oysa burada kalsalrdı Liseye kadar Ardeşende
okuyabilirdik. Belki yaşadığımız bu yabancılaşma
olmazdı. Ben de sıradan bir genç kız gibi olurdum.
Yaşadıklarımızı abartılı buluyordum
Kabına sığmaz bir yanım vardı.
Tüm
gece o yas evini düşündüm. Erkan Hocaya nasıl kıymışlardı.
Bir insana nasıl kıyılırdı? Bu hangi mantıktı.
Faşistlerin sağı solu belli olmuyordu. Buna direnç
gösteren devrimcilerde geri durmuyorlardı. Ortalık çok
karışıktı. Bizim gibi sıradan sempatizanlar
her şeyi anlamazdı. Büyükler bir sele kapılıp
gidiyorardı. Burada iki şeyi ayırmak gerekiyor Biri
faşistlerin konumu diğeri devrimcilerin savunması ve arada yapılan
hatalar. Her iki tarafta
aynı şiddeti kullansada birileri saldırandiğerleri
savunan konumda idiler. Bunu anlamayacak ne var dı ki Apaçık
bir gerçekti 78 öğrenci hareketi faşist tehdit altında
şiddete başvuruyordu
Yine
yaşadıklarım gözümün önüne geldi. Erkan Hoca ile
Memeti düşündüm. Bir yerde ikiside kurbandı. Sistem
yanlıları gençleri suçlasalarda faşist örgütlenmelerin
arkasında gizli güçler vardı.
Bu
konuyu uzatmayacağım.
Lazona
da geçirdiğim bu iki ay bana bir resim yapmama izin veriyor.
Geride nasıl bir memleket bırakıyorum. Buradaki gençler
ne durumda. Halk nasıl yaşıyor Gözlemlerimde yanılmıyorsam
bir kapalı kutuydu Layona. İstanbuldan tümüyle göremediğimiz
bir ayrı diyar. İlgiyle izlerken şaşırıyordum.
Hem yabancı kalıyordum buraya hemde kendimi yerli hissedecek
kadar laz kalabilmişim. Bir gel git yaşıyordum. Siyasi
bilinci almak bende yabancı bir unsur gibi duruyordu. Yoldaşlarım
arasında tam olarak laz olamıyordum. Lazca konuşma
ortamım yoktu. Oysa Ardeşendekiler lazca siyasi muhabbetlere
dalıyorlardı. Lazca sloganları yoktu ama lazca tartışıp
birbirine takılabiliyorlardı.
Tüm
bunlar ilginçti benim için. Erkan hocanın geride bıraktığı
yas evinde de bir ayrıllık yaşadımLaz gençlerini
ilk görmüştüm ve hemen gözden kaybediyordum. Bu yaşamımda
büyük bir eksiklik olacak. Lazca siyasi konuları bir gün bende
tartışabilecekmiyim. Yoksa kaybolan kuşaktan biri
mi olacağım.
Didinana
nın gitmeme karşı çıkmasında bir hayır
vardı. Didinana düşündüklerimi bilmesede beni geleceğe
karşı korumak istiyordu.
Mart
2001